Orta Anadolu’nun bilinen en eski köyü, 10 bin 500 yıllık tarihe sahip Aşıklı Höyük, 13 yerli ve yabancı sanatçıya ilham oldu.
Aksaray’ın 25 kilometre doğusunda, Gülağaç ilçesine bağlı Kızılkaya köyü sınırları içerisinde yer alan Aşıklı Höyük, ilk beyin ameliyatının yapılması, koyun ve keçinin ilk kez evcilleştirilmesi gibi pek çok ilkin yaşandığı bir yerleşim yeri olarak biliniyor. Ancak Türkiye’de ve dünyada hak ettiği bilinirliğe henüz tam anlamıyla sahip olmayan bu arkeolojik alan üzerinde çalışmalar devam ediyor.
Kazı çalışmalarının 32 yıldır devam ettiği Aşıklı Höyük’ün tarihi hâlen keşfedilmeyi beklerken, kazı çalışmalarını desteklemek, kültürel mirasın özellikle yerel halk tarafından benimsenmesini ve korunmasını sağlamak ve kazı alanının tanınırlığını artırmak için çalışan Aşıklı Höyük Dostları Derneği’nin çabalarıyla 10 bin 500 yıllık tarih sanatla buluştu.
Derneğin Sanat ve Arkeoloji Projesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği’nin mali desteği ile hayata geçirilen Ortak Kültür Mirası: Türkiye ve AB Arasında Koruma ve Diyalog-II (CCH-II) Hibe Programı kapsamında desteğe değer bulundu.
Türkiye, İspanya, Birleşik Krallık, ABD ve Kolombiya’dan 13 sanatçının Aşıklı Höyük’ten ilham alarak hayata geçirdiği eserlerden oluşan Kazı İzleri/Lines of Site sergisi, yarın tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda ziyarete açılacak.
25 Şubat’a kadar izlenebilecek sergi daha sonra İskoçya’nın Dundee ve İspanya’nın Barcelona şehirlerinde de izleyici ile buluşacak.
“İNSANIN İNSAN OLMA MÜCADELESİNDEKİ SÜRECİ”
Sergide Aşıklı Höyük’le ilgili bilgi veren ve 5 ülkeden 13 sanatçının yarattığı eserlerin görülebileceğini ifade eden Aşıklı Höyük Dostları Derneği Başkanı Ferhat Boratav, Bu haliyle Türkiye’de benzeri çok az olan bir sergi. Aşıklı Höyük insanın insan olma mücadelesindeki süreci görmek açısından bir laboratuar gibi. 10 bin 500 yıl önce burada insanlar yaşamış ve bin yıl boyunca yaşamışlar. Bunu nasıl yaptılar? Nasıl yaşadılar? Bu soru insanı çok etkiliyor. Bu açıdan çok önemli bir yer” dedi.
“İZLEYİCİLERİN BU DENEYİMİ YAŞAMASI GEREKİYOR”
Sergi küratörlerinden Fırat Arapoğlu ise, sanatçıların Aşıklı Höyük halkının yaşam biçiminden, üretim araçlarından ilham aldıklarını belirterek, “Oradaki halk neden Aşıklı Höyük’ü terk etti? Hiçbir felaket yaşanmamasına rağmen, bir yangın, bir savaş, bir sel olmamasına rağmen neden terk ettiler? Bir sanatçı da hayal gücüyle bir şeyin nasıl olabileceğini düşünüp bunu görünür kılmaya çalışır. İzleyicilerin böyle bir deneyimi yaşamalarını tavsiye ederim ve onları mutlaka bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“ORADAKİ BİRÇOK ŞEYDEN ESİNLENDİM”
Aşıklı Höyük’e ilk olarak 4 sene önce gittiğini belirten sanatçı Anita Taylor ise şu açıklamalarda bulundu: “Kazılardan ilham aldık. Tek tohumdan yapılan tarımdan, mezarlardan çıkan kafataslarından ve ameliyat izlerinden ve oradaki yaşam biçiminin hepsinden esinlenerek eserimi ürettim. Eserim bir obsidyen taşından kendilerine bakan insanların yansımaları gibi. Şimdiki zamandan eskiye nasıl bakarız, bütün bunları bir araya getirmeye çalıştım.” (DHA)