28 Şubat’ta ne oldu? 28 Şubat kararları neler?

28-subatta-ne-oldu-28-subat-kararlari-neler-9V9Nm91H.jpg

28 Şubat 1997’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli 28 Şubat süreci, Erbakan’ın istifasına ve REFAHYOL Hükûmetinin dağılmasına yol açtı. İşte 28 Şubat’ta yaşananlar ve 28 Şubat kararları…

Türkiye’de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan 28 Şubat, üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen sıkça konuşulmaya devam ediliyor. Postmodern darbe olarak da adlandırılan sürecin ardından 28 Şubat’ta aktif rol alan bazı kişiler (Çetin Doğan, Kemal Gürüz vs.) daha sonra Balyoz, Ergenekon gibi davalarda yargılandı.

28 ŞUBAT’TA NE OLDU?

Refah Partisi 1995 genel seçimlerinde birinci parti oldu. 1996 yılında, seçimlerin ardından, DYP-ANAP koalisyon hükûmeti kuruldu. Refah Partisi’nin, güvenoyu için gereken 273 sayısına ulaşılamadığı için (257 kabul) güven oylamasının geçersiz sayılması gerektiğini belirterek Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru haklı görülerek güven oylaması geçersiz sayıldı ve hükûmet dağıldı. Bunun üzerine TBMM’de birinci parti durumunda olan Refah Partisi ile ikinci parti olan DYP arasında kurulan 54. Hükûmet (Refahyol Hükûmeti), 8 Temmuz 1996’da TBMM’de yapılan oylamada güvenoyu almayı başardı. Necmettin Erbakan başbakan, Tansu Çiller ise başbakan yardımcısı oldu.

Koalisyonun kurulmasından sonra laiklik ve cumhuriyet karşıtı hareket ve eylemlerin odağı haline gelen Refah Partisi’nin bazı milletvekilleri, il ve ilçe teşkilatları ve üyeleri tarafından şeriat eylemleri artmaya başladı.

Bu gelişmelerin ardından 28 Şubat 1997 Cuma günü saat 15.10’da Çankaya Köşkü’nde MGK toplantısı düzenlendi.

28 ŞUBAT KARARLARI NELERDİR?

28 Şubat’ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu sert bir şekilde vurguladı. 28 Şubat 1997’deki MGK kararları hükümete bildirildi. Kararda, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB’e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı, deniliyordu.

28 ŞUBAT SONRASINDA NELER OLDU?

*4 Mart’ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı.

*13 Mart’ta Başbakan Necmettin Erbakan, medya tarafından MGK kararlarını ”imzaladı” şeklinde sunuldu. Ancak 2013’te başlatılan ”28 Şubat Post Modern Askeri Darbesi Davası” soruşturmasında Erbakan’ın kararları imzalamadığı MGK tutanakları incelenerek teyit edildi. Nitekim dönemin gazetecilerinden olan Mehmet Ali Birand da CNN Türkte katıldığı Cüneyt Özdemir’in programında bu bilgiyi teyit etmiş, kendilerinin (gazetecilerin) kandırıldığını söylemişti.

*21 Mayıs’ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ‘‘Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini” söyleyerek, RP’nin kapatılması için dava açtı.

*3 Haziran’da Susurluk Davası 7 ay aradan sonra DGM’de başladı.

*7 Haziran’da Genelkurmay, irticai faaliyetleri desteklediğini iddia ettiği firmalara ambargo koydu.

*10 Haziran’da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığı’na çağrılarak kendilerine irtica konusunda brifing verildi.

*18 Haziran’da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmek olduğunu belirtti.

*19 Haziran’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller’e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi.

*30 Haziran’da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk’la birlikte ANASOL-D Hükümeti’ni kurdu.

*2012 yılında ise TBMM, darbeleri araştırma komisyonu kurmuş ve 28 Şubat başta olmak üzere askeri darbeleri araştırmaya başlamıştır. Bu sürecin yargılanması ise 28 Şubatta etkin rol oynayanların tutuklu yargılanması ile başlamıştır.

*2 Ekim 2012 tarihinde Dönemin Başbakan Yardımcısı ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ‘mağdur’ sıfatıyla ifade vermiştir.