Alman gazeteci Deniz Yücel’in Türkiye’de tutukluluğuna ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuruda bugün karar verildi. Mahkeme, Türkiye’yi tazminata mahkum etti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Alman gazeteci Deniz Yücel’in Türkiye’de tutukluluğuna ilişkin yapılan başvuruyu karara bağladı.
DW Türkçe’nin haberine göre, AİHM, Deniz Yücel’in bir yıl gözaltında tutulması ile Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin beşinci maddesinde düzenlenen, “özgürlük ve güvenlik” ile onuncu maddesinde düzenlenen “ifade özgürlüğü” maddelerini ihlal ettiğine hükmetti ve Türkiye’yi tazminata mahkum etti. Türkiye’nin Yücel’e 12 bin 300 euro manevi tazminat, bin euro da mahkeme masrafı ödemesi kararlaştırıldı. Kararda tarafların üç ay içerisinde karara itiraz etme hakkının bulunduğu belirtildi.
Kararı değerlendiren Deniz Yücel’in avukatı Veysel Ok, “Nihayet başvurumuz eksik ve geç de olsa sonuçlandı. Mahkeme Deniz Yücel’in tutukluluğunun ve hakkındaki delillerinin hukuksuzluğunu tespit etti. Tutuklamanın siyasi saiklerle yapıldığı iddiamızı ise kabul etmedi” dedi.
YÜCEL’İN AVUKATI AÇIKLAMA YAPTI
AİHM, AİHS’nin 5. madde 4. fıkrası bağlamında ise ihlal tespit etmedi. Mahkeme, Yücel ve avukatları soruşturma dosyasına erişim sağlayamasa da dosya hakkında Yücel’in tutukluluğuna itiraz etmeye yetecek kadar bilgi sahibi olduklarına hükmetti.
Kararı değerlendiren Yücel’in avukatı Veysel Ok ise siyasi saiklerle yürütülen bir davada 18. madde ihlali çıkmamasıyla eksik olduğunu belirterek: “Hukuksal mücadelemiz sürecek. 18. madde ihlali iddiamızı Büyük Daireye götüreceğiz” dedi. AİHS’nin 18’inci maddesi, haklara getirilecek kısıtlanmaların sınırlanması hükmünü düzenliyor.
YÜCEL’DEN AÇIKLAMA
AİHM’e yaklaşık beş yıl önce başvuruda bulunan Deniz Yücel, Twitter hesabından kararla ilgili yaptığı açıklamada kararın memnun edici olduğunu belirtti. Ancak Yücel, mahkemenin işkence yasağı ihlali görmemesini eleştirdi. Yücel, “Öte yandan mahkemenin dokuz ay boyunca Silivri’de tecrit altında tutulmama, üç gün fiziki ve psikolojik şiddete maruz kalmama ve bu uygulamanın siyasi talimatlar doğrultusunda gerçekleşmesine rağmen işkence kararı vermemesi üzücü” ifadelerini kullandı.