CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Şubat ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı. Şubat ayında gazetecilere yönelik saldırı ve tehditlerin arttığına dikkat çeken Çakırözer, hakim karşısına çıkan 80’den fazla gazeteciden 4 gazeteciye 16 yıl 4 ay 22 gün hapis cezası verildiğini açıkladı. Çakırözer, “Cezasızlık gazetecilere yönelik tehdit ve saldırıları arttırıyor” dedi.
CHP’nin her ay düzenli olarak kamuoyu ile paylaştığı Basın Özgürlüğü Raporu’na gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar damga vurdu. Raporu açıklayan CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, saldırıların her geçen gün arttığına dikkat çekti.
GAZETECİYE TEHDİT, SİLAHLI SALDIRI
Çakırözer’in yayınladığı Şubat ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nda dikkat çeken ifade ve basın özgürlüğü ihlallerini şöyle sıraladı:
* Gazetecilere yönelik saldırı ve tehditlerin arttığı Şubat ayında Ses Kocaeli gazetesi imtiyaz sahibi Güngör Arslan iş yerinde silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
* 8 gazeteci tehdit, saldırı ve fiziki engelleme ile karşılaştı.
* Gazeteci Mustafa Hoş, Birgün muhabiri İsmail Arı tehdit edildi.
* Korkusuz Yazarı Memduh Bayraktaroğlu’nun evi kimliği belirsiz kişilerce basıldı.
* İlave TV’de sokak röportajları yapan Arif Kocabıyık ve kameramanı sokakta çekim yaptıkları sırada saldırıya uğradı.
* Mersin’de yayın yapan günlük Mersin Haberci gazetesi tehdit edildi.
* Gazeteci Zeynep Kuray, Artı Tv muhabiri Hayri Demir ve kameraman Kadir Devir’in de aralarında bulunduğu gazeteciler haber takibi sırasında engellendi.
EN KISA AYDA 80’DEN FAZLA GAZETECİ YARGILANDI!
Milletvekili Çakırözer konuşmasında, yılın en kısa ayı olmasına rağmen Şubat ayında gazeteciler Hazal Ocak, Serkan Ozan, Olcay Büyüktaş Akça, Ozan Yurtoğlu, Deniz Yücel, Çiğdem Toker’in de aralarında bulunduğu 80’den fazla gazetecinin yargılandığını söyledi. Hakim karşısına çıkan 4 gazeteciye 16 yıl 4 ay 22 gün hapis cezası verildiğini, Ocak ayında Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla tutuklanan ve 42 gündür cezaevinde bulunan ve tahliye talebi reddedilen gazeteci Sedef Kabaş hakkında da ek suçlamalar yapılarak 12 yıl 10 ay hapis cezası istendiğini ifade eden Çakırözer, “Terör, şiddet içermeyen ifadeleri nedeniyle insanların özgürlüğünden mahrum bırakılması kabul edilemez. 11 Mart’ta ilk duruşması olacak bir an önce tutukluluk halinin sona ermesi ve özgürlüğüne kavuşmasını bekliyoruz. Libya’da şehit olan MİT mensubunun cenazesi hakkındaki haber ve paylaşımları nedeniyle yargılandıkları davada gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç hakkında verilen cezaların kesinleşmesi üzerine gazeteciler Şubat ayında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Daha önce 6 ay hukuksuz tutuklu kalan gazetecilerden Barış Pehlivan, Murat Ağırel aynı gün, Hülya Kılınç ise 16 Şubat’ta tahliye edildi. Gazetecilerin 6 aylık tutuklulukları büyük adaletsizlikten, yeniden cezaevine girmek zorunda kalmaları bu adaletsizliği daha da pekiştiren yeni bir hukuksuzluk oldu” diye konuştu.
GAZETECİLERE SORUŞTURMA, TV PROGRAMLARINA SUÇ DUYURUSU
Halk TV sunucusu Ayşenur Arslan, İleri Haber Genel Yayın Yönetmeni İzel Sezer’in aralarında bulunduğu birçok gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu belirten Çakırözer, gazeteciler hakkında soruşturmaların başlatıldığını ve 6 gazetecinin gözaltına alındığını söyledi. RTÜK’ün televizyon kanallarına yönelik cezalarının Şubat ayında da devam ettiğini, RTÜK Halk TV’ye 5 kez program durdurma, TELE 1, KRT, Flash TV ve TGRT Haber’e para cezası verildiğini ifade eden Çakırözer konuşmasında şunları söyledi:
* RTÜK Halk TV’deki Medya Mahallesi programında Ayşenur Arslan’ın Türk Mukavemet Teşkilatı hakkındaki ifadeleri nedeniyle, Arslan bu konuda özür dilemesine rağmen en ağır ceza verilerek, kanala 5 kez program durdurma ve yüzde 5 idari para cezası müeyyidesi verdi. Aynı kanaldaki ‘İki Yorum’ programında Diken yazarı Levent Gültekin’in ifadeleri nedeniyle kanala ceza verildi.
* TELE1’de yayınlanan ‘18 Dakika’ adlı programdaki ifadeler nedeniyle; KRT’de yayınlanan ‘Olağan İşler’ adlı programda sözler nedeniyle iki kanala para cezaları verildi.
* Ulusal televizyonlara, gazetelere yapılan baskının ardından haber alma hakkının engellenmesine yönelik yeni bir baskı gündeme geldi. 2019 yılında Meclis’ten geçen ve RTÜK’e internet yayınlarını denetleme yetkisi veren yasal düzenleme Şubat ayında ilk kez kullanıldı. RTÜK Amerika’nın Sesi, DW Türkçe ve Euronews’a lisans alma şartı getirdi. RTÜK’ün bu tutumu ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlayan yeni bir sansür uygulaması olarak karşımıza çıktı.
* Televizyon kanalları RTÜK cezaları ile susturulurken, gazetelere gönderilen düzeltme ve tekzip kararları ise gazeteler üzerinde susturma aracına dönüştü. Halkın gerçekleri öğrenmesi için haber yapan gazeteler tekzip kararları yargının iktidara nasıl bağımlı hale geldiğinin açık itirafı oldu.
MALİYETLER GAZETELERİ VURDU: SAYFA SAYILARI AZALIYOR
Ekonomide yaşanan kriz, kağıt, baskı giderlerindeki artış gazetelerin sayfa sayısının azaltmasına neden olduğunu vurgulayan Çakırözer, 767 gündür Basın İlan Kurumu’ndan ilan alamayan Yeni Asya gazetesinin, ekonomik kriz sebebiyle artan maliyetlerin karşılanabilmesi için gazetenin sayfa sayısını 8’e düşürdüğünü, Mart ayının ilk gününde ise ŞOK gazetesi’nin 21 yıllık basılı yayın hayatına, yüksek maliyetler nedeniyle son verdiğini söyledi.
“GAZETECİLERİN FİŞLENMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ortamının da gazetecileri etkilediğini, Rus haber ajansı Sputnik’te çalışan ya da çalışmış olan gazetecilerin twitter üzerinden fişlendiğini belirten Çakırözer, “Gazeteciler Rusya yanlısı olarak hedef gösterildi. Bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Gazeteciler hangi kurumda çalışırsa çalışsın gazetecilik yapmaya çalışır. Tabii ki Rusya’nın işgaline karşıyız ama gazetecileri Sputnik’te çalıştı diye etiketlemek Putin ile mücadele değildir. Tam tersine zaten Türkiye’de basın özgürlüğü sıkıntıyken, gazetecileri hedefe koymaktır. Bu konuda da herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum” açıklamasını yaptı.
“SALDIRGANLAR ADALETE TESLİM EDİLMELİ, EN AĞIR CEZALARI ALMALI”
Gazetecilere yapılan saldırıları da değerlendiren Çakırözer, şöyle konuştu:
“Gazetecilere yönelik baskı, engelleme, tehdit artmış durumda. Her ay açıkladığımız raporlarda gazetecilere yönelik artan tehdit ve saldırılara dikkat çekerken maalesef bu ay bir gazeteci silahlı saldırıya uğradı ve yaşamını kaybetti. Azmettirenler hala bulunabilmiş değil. Şüphelilerin ifadeleri avukatlara verilmiyor. Geçmişte; beyzbol sopası ile darp edilen Korkusuz yazarı Ahmet Takan, Ankara’da evinin önünde sopalı saldırıya uğrayan Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ, Yeniçağ Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, Levent Gültekin, Afşin Hatipoğlu saldırıları sonrasında açılan davalarda sonuçları üzülerek takip ettik. Mahkemelerin saldırganların sudan gerekçelerini kabul ederek örgütlü saldırıları sadece adi suç çerçevesinde değerlendiriyor olması bugün gelinen noktanın en büyük nedenlerinden biri. Gazetecilere saldıranlar maalesef elini kolunu sallayarak arımızda dolaşabiliyor. Ve maalesef silahlı saldırılar gerçekleşiyor. Artık bunun önüne geçilmesi için gerekli adımlar bir an önce atılmalı. Saldırganlar adalete teslim edilmeli, en ağır cezaları almalı ve bunu azmettirenler de yargı önüne çıkmalıdır. Gazetecilere yönelik saldırıların engellenmesi konusundaki sorumluluğun iktidarda olduğunu da bir kez daha hatırlatıyorum.”