CHP’den taşeron işçiler için kanun teklifi

chpden-taseron-isciler-icin-kanun-teklifi-BvZUKqZS.jpg

CHP, kamuda taşeron işçi olarak çalışanlara sürekli kadro verilmesini öngören kanun teklifi hazırladı. Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzasını taşıyan teklifte, “Adalet ve Kalkınma Partisi sözcülerince dünyanın en büyük ekonomileri arasında gösterilen, pandemiden dahi etkilenmemesiyle övünülen Türkiye ekonomisinin taşeron işçi kangrenini çözememiş olması ayıplı bir durumdur” denildi. Teklif kabul edilirse, sayıları 350 bini bulan taşeron işçilerine sürekli kadro verilecek.

CHP, kamuda taşeron işçi olarak çalışanlara sürekli kadro verilmesini öngören kanun teklifini, TBMM Başkanlığı’na sundu.

Teklifin gerekçesinde, “İktidar partisi, çözüm doğrultusunda adımlar atmak yerine, sorunu görmezden gelmekte, aileleriyle taşeron işçileri 4 yılı aşkın bir süredir mağdur etmektedir. Taşeron işçilerin, sürekli işçi kadrolarına geçirilerek, yıllar süren haksızlık ve eşitsizliklerin son bulması ve çalışma hayatının kanayan yarası haline gelen taşeron işçiliğin son bulması gerekmektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi sözcülerince dünyanın en büyük ekonomileri arasında gösterilen, pandemiden dahi etkilenmemesiyle övünülen Türkiye ekonomisinin taşeron işçi kangrenini çözememiş olması ayıplı bir durumdur” denildi.

Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel, Engin Özkoç’un imzasını taşıyan kanun teklifi, Kamu İhale Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de değişiklik öngörüyor. Teklif, 2017 tarihli düzenlemeden yararlandırılmayan ve sayıları yaklaşık 350 bini bulan taşeron işçilere sürekli kadro verilmesini içeriyor.

Teklifin gerekçesinde, “24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile kamuda çalışan taşeron işçilere sürekli kadro verilmesi yönünde düzenleme yapılmıştır. Anayasa’ya, hukukun temel ilkelerine ve sosyal diyalog anlayışına aykırı olarak hazırlanan 696 sayılı KHK, taşeron işçilerin kadro sorununu bu işçilerin tamamı açısından çözmemiştir. Bu kararname yeni sorunlar, eşitsizlikler, adaletsizlikler ve haksızlıklar yaratmıştır. Bu düzenleme ile KİTler, özel bütçeli kuruluşlar, sosyal tesisler, yapım ihaleleri, danışmanlık, çağrı merkezi ve hastane bilgi yönetim sistemi ihalelerinde çalıştırılan taşeron işçiler tamamen dışarıda bırakılmıştır” denildi.

Gerekçede, şunlar kaydedildi:

KAPSAM DIŞI BIRAKILDILAR

“Yaklaşık maliyetinin en az yüzde 70’lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dâhil işçilik giderinden oluşması’ koşulu nedeniyle kamu kurumlarında çalışan bazı taşeron işçiler kapsam dışı kalmıştır. Ayrıca, hastane bilgi yönetim sistemi hizmetleri ve çağrı merkezi hizmetlerinde çalışan işçiler ile 233 sayılı KHK kapsamındaki kurumlarda hizmet alım yöntemiyle çalıştırılan işçiler de kapsam dışı bırakılmışlardır. Aynı şekilde üniversitelerin kendi bünyesinde kurduğu, giderlerini kendi gelirleriyle karşılayan iktisadi işletmeler kapsamında Merkezi Yemekhane Müdürlüğü ile diğer İşletme Müdürlüklerinde 4857 sayılı İş Kanuna göre istihdam edilen işçiler de kapsam dışı bırakılmışlardır.

‘HUKUKA AYKIRI’

Kamudaki kadrolara geçiş için 4 Aralık 2017 tarihinde çalışıyor olmak şartının konmuş olması nedeniyle yıllarca taşeronda çalışmış ancak bu tarihten önceki dönemde işten çıkarılmış ya da ihalesi sona ermiş taşeron işçiler kadroya geçiş hakkından yararlanamamışlardır. Ayrıca KHK ile taşeron işçilerin devam eden davalarından veya icradaki alacaklarından vazgeçmesi ve geçmişe yönelik haklarından da feragat etmesi istenmesi yüzünden önemli miktarlarda alacakları olan bazı taşeron işçiler, dava ve alacaklarından vazgeçmemek için başvuru bile yapmamıştır. Hukuka aykırı koşul, birçok işçiyi kendiliğinden kadro dışarısında itmiştir.

‘AYIPLI BİR DURUM’

Yaklaşık 350 bin taşeron işçi bu düzenlemeden yararlanamamıştır. İktidar partisi, çözüm doğrultusunda adımlar atmak yerine, sorunu görmezden gelmekte, aileleriyle taşeron işçileri 4 yılı aşkın bir süredir mağdur etmektedir. Taşeron işçilerin, sürekli işçi kadrolarına geçirilerek, yıllar süren haksızlık ve eşitsizliklerin son bulması ve çalışma hayatının kanayan yarası haline gelen taşeron işçiliğin son bulması gerekmektedir.

İktidar partisinin kötü ekonomi yönetimi nedeniyle, Türk Lirası’nın aşırı değer kaybettiği, enflasyonun yükseldiği, genç işsizliğin arttığı bir dönemde, taşeron işçiler, ekonomik krizden daha fazla etkilenmekte, yürütme organı atabileceği adımları atmayarak bu olumsuzluğu körüklemektedir.

Adalet ve Kalkınma Partisi sözcülerince dünyanın en büyük ekonomileri arasında gösterilen, pandemiden dahi etkilenmemesiyle övünülen Türkiye ekonomisinin taşeron işçi kangrenini çözememiş olması ayıplı bir durumdur.

Kanun teklifi ile 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına alınmayan ve kapsam dışı bırakılan işçiler ve eski mahkumlar ile KİTler, özel bütçeli kamu kuruluşları ve kanunla kurulmuş birlik ve kooperatiflerde çalıştırılan taşeron işçilerden davalarından ve alacaklarından feragat etmedikleri için kadroya başvuruda dahi bulunamayan taşeron işçilerin sürekli işçi kadrolarında istihdamı öngörülmektedir.”