CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, cami, kilise ve sinagogların aydınlatma giderlerinin, Diyanet Başkanlığı bütçesine konan ödenekten karşılanmasına karşın cemevlerinin bu kapsamdan yararlanamadığını söyledi. Süllü, vatandaşların, dini ibadetlerini yerine getirdiği mekanların aydınlatma giderlerinin ödenmesi konusunda ayrımcılığın giderilerek eşitlik sağlanması için kanun teklifi verdi.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, cami, kilise ve sinagogların aydınlatma giderlerinin, Diyanet Başkanlığı bütçesine konan ödenekten karşılandığını ifade ederek cemevlerinin de bu kapsama alınmasını istedi.
“EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI”
Eskişehir Odunpazarı ilçesi Büyükdere Mahallesindeki Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Cemevi’ne geçtiğimiz ay 5 bin 700 lira elektrik faturası gelirken bu ay 11 bin 277 lira elektrik faturası geldi. Milletvekili Süllü, Eskişehir Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ali Ulu ve Eskişehir Hacı Bektaşi Veli Dernek Başkanı Mahsuni Ilgın ile bir araya gelerek zamlı elektrik faturalarına vatandaşların yoğun tepkileri ile cemevinin ibadethane statüsünde kabul edilmemesi gündemini değerlendirdi.
Anayasa’nın 10. Maddesi gereği, devlet organları ve idare makamlarının, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorunda olduğu; dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ayrımcılığı yapamayacağını hatırlatan Süllü, Cemevi statüsünde olan sosyo-kültürel merkezlerin, ibadethane kapsamında sayılmaması ile 6446 Sayılı Kanun’un Geçici 6. Maddesi’ndeki uygulamadan yararlanamamasının, kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
“UYGULAMADA AYRIMCILIK YAPILIYOR”
Kanun maddesindeki ‘toplumun ibadetine açılmış ve ücretsiz girilen ibadethanelere ilişkin aydınlatma giderleri Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır’ ifadesini değerlendiren Süllü, ibadethane sözcüğünün, Türkiye’de yaşayan her vatandaşın özgürce ibadetini gerçekleştirebileceği yer olarak düşünülmesi gerektiğini ve tek tek ibadethanelerin sayılmamasının da bu düşüncenin bir göstergesi olduğunu; ancak uygulamada ayrımcılık yapıldığını söyledi.
“Kanun’un lafzına uygun olarak, cami, kilise ve sinagogların aydınlatma giderleri, Diyanet Başkanlığı bütçesine konan ödenekten karşılanmasına karşın, cem evleri bu kapsamdan yararlanamamaktadır. Bu uygulama eksikliği de cemevinden yararlanan vatandaşlarımızın ibadet yeri olan cemevlerinin resmi olarak ibadethane kabul edilmediğinin göstergesi olarak, Anayasa’nın laiklik ve eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır” diyen Süllü, laik devlet yapısında inanç sahiplerinin, ibadethane olarak kabul ettikleri yerlere devlet organlarının karar vermesinin ve bu yönde uygulamaların kabul edilemeyeceğini söyledi. Süllü, verdiği Kanun teklifi ile sosyal ve kültürel merkez olarak geçen ancak ibadethane statüsünde kabul edilmesi gereken cemevlerinin, tıpkı, cami, kilise ve sinagog gibi, aydınlatma giderlerinin, Diyanet ödeneğinden karşılanarak ayrımcılığın giderilmesini amaçladığını söyledi.