Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), 19 Mart tarihinde Saraçhane'de gerçekleşen protestolar sırasında gözaltına alınan ve sonrasında işkence gördüğünü iddia eden öğrenci Eren Üner hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Bu gelişme, öğrencinin kamuoyuna yansıttığı taciz ve kötü muamele iddialarına karşı Emniyet'in sert bir yanıtı olarak değerlendiriliyor.
Eren Üner'in İddiaları ve Kamuoyu Tepkisi
Eren Üner, gözaltı sürecinde yaşadıklarını sosyal medya üzerinden ve çeşitli basın kuruluşlarına yaptığı açıklamalarla kamuoyuyla paylaşmıştı. Üner, gözaltında bulunduğu süre boyunca tacize ve kötü muameleye maruz kaldığını, polis şiddetine tanık olduğunu ve bu durumu belgeleyerek paylaştığı için hedef alındığını iddia etmişti. Bu iddialar, özellikle sosyal medyada geniş yankı uyandırmış ve birçok kişi tarafından destek görmüştü. Ancak, Emniyet'in suç duyurusu kararı, olayın seyrini değiştirecek gibi görünüyor.
Emniyet'in Suç Duyurusu ve Gerekçesi
Emniyet Genel Müdürlüğü, Eren Üner'in iddialarını kesin bir dille yalanlayarak, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve kurumun itibarını zedelemeye yönelik olduğunu savundu. EGM tarafından yapılan açıklamada, "Söz konusu iddialar tamamen asılsızdır ve kurumumuzu karalamaya yöneliktir. Bu nedenle, Eren Üner hakkında gerekli hukuki süreç başlatılmıştır." ifadelerine yer verildi. Emniyet'in bu hamlesi, öğrenci ile kurum arasındaki gerilimi daha da tırmandıracağa benziyor.
Emniyetin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
- "Gözaltı süreci tamamen yasalara uygun olarak gerçekleştirilmiştir."
- "İddiaların aksine, herhangi bir kötü muamele veya taciz söz konusu değildir."
- "Kamuoyunu yanıltıcı ve provokatif paylaşımlar yapılmıştır."
Olayın Muhtemel Sonuçları
Emniyet'in suç duyurusu, Eren Üner hakkında bir soruşturma başlatılmasına ve yargı sürecinin başlamasına yol açabilir. Bu süreçte, Üner'in iddialarının doğruluğu ve Emniyet'in suçlamalarının haklılığı yargı tarafından değerlendirilecektir. Olayın sonucu, hem öğrencinin geleceği hem de Emniyet'in itibarı açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca, bu durumun Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı gibi konular üzerindeki tartışmaları da alevlendirmesi bekleniyor. Yaşanan bu gelişmeler, Türkiye'deki hukuk ve demokrasi anlayışı açısından önemli bir sınav niteliği taşıyor.
