Fransa'da bir camide namaz kılarken hunharca katledilen gencin katil zanlısı, İtalya'da polise teslim oldu. Olayın ardından kaçan ve uluslararası arama kararı çıkarılan şüpheli, Pistoia şehrindeki bir polis merkezine giderek teslim oldu. Bu gelişme, Fransa'da büyük yankı uyandırırken, olayın detayları da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Cami Katliamı Nasıl Yaşandı?
Olay, 25 Nisan'da Fransa'nın Ales kenti yakınlarındaki La Grand-Combe kasabasında bulunan Hatice camisinde meydana geldi. 24 yaşındaki Aboubakar isimli genç, her cuma namazı öncesinde gönüllü olarak camiyi temizlemeye gidiyordu. Olay günü, camiye gelen Olivier H. isimli zanlı, Aboubakar'dan namaz kılmayı öğretmesini istedi. Aboubakar'ın kabul etmesi üzerine zanlı, genç adam secdeye gittiği sırada onu defalarca bıçaklayarak öldürdü. Zanlının bu vahşeti kameraya kaydettiği ve sosyal medyada paylaştığı da ortaya çıktı.
Zanlının İfadesi ve Olayın Arkasındaki Nedenler
Zanlının yakalanmasının ardından Ales Savcılığı bir açıklama yaparak, zanlının "terörist" olarak nitelenemeyeceğini ve bu nedenle Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı’nın davaya dahil olmayacağını belirtti. Ancak olayın İslamofobik bir saldırı olduğu yönündeki şüpheler devam ediyor. Fransa Başbakanı François Bayrou, saldırıyı "İslam karşıtı alçaklık" olarak nitelerken, Fransa İslam Konseyi (CFCM) de saldırıyı en güçlü şekilde kınadı ve Müslümanları benzer saldırılara karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Olayla ilgili dikkat çeken bir diğer detay ise, Fransız medyasının saldırıyı ilk başta "iki Müslüman arasında yaşanan bir anlaşmazlık” gibi göstermeye çalışması oldu. CFCM, bu durumun saldırının İslam karşıtı niteliğini yok saymaya yönelik bir girişim olduğunu ve "son derece endişe verici" olduğunu vurguladı.
Adalet Yerini Bulacak mı?
Fransa'yı yasa boğan bu cami katliamı, ülkede büyük bir infiale yol açtı. Zanlının İtalya'da teslim olması, adaletin yerini bulması adına önemli bir adım olarak görülüyor. Fransa'da yaşayan Müslümanlar, yetkililerden olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını bekliyor. Bu tür nefret suçlarının önüne geçilmesi ve toplumda hoşgörü ve saygının hakim kılınması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği de sıkça dile getiriliyor.
