İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 23 Nisan'da Marmara Denizi'nde meydana gelen ve en büyüğü 6.2 büyüklüğüne ulaşan depremlerle ilgili önemli bir rapor yayınladı. "23 Nisan 2025 Orta Marmara Sırtı Depremi (Mw 6,2: 12.49 - 26 km Silivri Güneyi)" başlıklı bu raporda, 1766'dan beri biriken sismik gerilimin sadece %12'sinin bu depremle boşaldığı belirtiliyor. Bu durum, İstanbul için deprem tehlikesinin henüz geçmediği anlamına mı geliyor? İşte İTÜ'nün hazırladığı raporda yer alan kritik detaylar.
Marmara Depremi: Stres Boşalması Yetersiz mi?
İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral koordinasyonunda hazırlanan raporda, Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Seda Yolsal Çevikbilen, Doç. Dr. Tuna Eken, Prof. Dr. Hülya Kurt, Doç. Dr. Beyza Taşkın ve Dr. Murat Şahin'in de imzası bulunuyor. Rapor, 23 Nisan depreminin Marmara Bölgesi'ndeki sismik aktivite üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde inceliyor. Raporda vurgulanan en önemli nokta, 1766'dan beri biriken sismik gerilimin sadece küçük bir kısmının bu depremle boşalmış olması. Bu durum, bölgede daha büyük bir deprem riskinin devam ettiğini gösteriyor.
Depremler, yerkabuğunda biriken enerjinin aniden serbest kalması sonucu meydana gelir. Bu enerji birikimi, tektonik plakaların hareketleri ve birbirleriyle etkileşimleri sonucu oluşur. Türkiye, aktif bir deprem kuşağında yer aldığı için, sürekli olarak deprem riski altındadır. Özellikle Marmara Bölgesi, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın geçtiği bir bölge olması nedeniyle, tarih boyunca birçok büyük depreme sahne olmuştur. 1766 İstanbul depremi de bu büyük depremlerden biridir ve bölgede uzun süredir biriken sismik gerilimin kaynağı olarak kabul edilir.
İTÜ Raporu: İstanbul İçin Ne Anlama Geliyor?
İTÜ'nün raporu, İstanbul'da yaşayanlar için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Raporda belirtilen %12'lik stres boşalması, deprem tehlikesinin tamamen ortadan kalkmadığını gösteriyor. Bu nedenle, İstanbul'da yaşayanların deprem hazırlıklarını gözden geçirmesi, binalarının depreme dayanıklılığını kontrol ettirmesi ve olası bir deprem durumunda nasıl hareket edeceklerini planlamaları büyük önem taşıyor.
- Deprem çantası hazırlayın.
- Bina dayanıklılık testini yaptırın.
- Aile afet planı oluşturun.
- İlk yardım eğitimi alın.
- Bilinçli olun ve doğru kaynaklardan bilgi edinin.
Deprem Önlemleri ve Bilinçlendirme Çalışmaları
Deprem riskini azaltmak için sadece bireysel önlemler yeterli değildir. Aynı zamanda, devletin ve yerel yönetimlerin de depremle mücadele konusunda aktif rol oynaması gerekmektedir. Binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi, kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması, deprem eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve afet yönetim planlarının güncellenmesi gibi çalışmalar büyük önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, deprem bir doğa olayıdır ancak depremin bir afete dönüşmesi büyük ölçüde insanların hazırlıklı olup olmamasına bağlıdır.
İTÜ'nün raporu, İstanbul için deprem tehlikesinin henüz geçmediğini ve hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha vurguluyor. 1766'dan beri biriken sismik gerilimin sadece %12'sinin boşalmış olması, bölgede daha büyük bir deprem riskinin devam ettiğini gösteriyor. Bu nedenle, İstanbul'da yaşayanların deprem hazırlıklarını gözden geçirmesi, binalarının depreme dayanıklılığını kontrol ettirmesi ve olası bir deprem durumunda nasıl hareket edeceklerini planlamaları hayati önem taşıyor.