Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Erdoğan’ın aday olamayacağını söyleyenler bilgi eksikliğinden bu değerlendirmeyi yapıyor” diyen TBMM Başkanı Şentop’a tepki gösterdi: “Kendisi hukuk tarihi profesörü olduğundan bilgisi biraz eksik. Hakikaten kendi bilgi eksikliğinden bu yorumları yapıyor.”
Geçtiğimiz yıl 25 Şubat günü SÖZCÜ’nün gündeme taşıdığı “Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü defa cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı tartışmaları yeniden Türkiye gündemine oturdu.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bugün yaptığı açıklamada, aday olamaz diyenlerin bilgi eksikliği olduğunu iddia etti. Şentop şu ifadeleri kullandı:
“Cümlelerin aynı olması, kelimelerin aynı olması eski hükmün geçerli olduğu anlamına gelmiyor. Eski 101 yürürlükten kaldırılmış, aynı ifadelere sahip olmakla birlikte yeni bir madde getirilmiştir. Ama burada yapılan yorumda önemli olan sözlük anlamı değil, terim anlamıdır. Cummhurbaşkanlığı kelimesinin içeriği değişmiştir.
İşte bu yeni sistemde yeni anlam kazanan Cumhurbaşkanlığı için iki defa seçilme hakkı tanınıyor maddede…”
“BİR MAĞDURİYET YARATABİLİR MİYİM SAVUNMASI”
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Şentop’un yorumunu SÖZCÜ’ye değerlendirdi:
Tabi Hukuk tarihi Profesörü olduğu için Anayasa Hukuku bakımından bilgisi biraz eksik. Birkaç gün önce de, “Bilgi eksikliğinden böyle yorumlar oluyor” demişti. Doğru söylemiş hakikaten kendi bilgi eksikliğinden dolayı böyle yorumlar yapıyor.
Sayın Şentop’un açıkladığı biçimde bir maddenin değiştiği ileri sürülemez. Bu hukuk yönünden geçersiz bir yorum olmuş. Onun için bunun üzerinde konuşmaya değmez. Ben bunu çok net anlattım. Siz de yazdınız. Konu hukuken çok net.
3 gündür kıyamet kopuyor. Gündemi değiştirerek tüm odağı bu konuya toplama arzusu var.. Artık üzerinde daha fazla konuşulacak bir olay değil bu.
Türkiye’yi her konuda, ekonomisinden, eğitiminden, yargısından, dış politikasına kadar tüm konularda iyice bir sıkıntıya sokmuş olan siyasi iktidarın, Türk milletine açıklayacağı hiçbir konu da kalmayınca, başvuracakları, “Bir mağduriyet yaratabilir miyim” savunmasından başka bir şey değil.
“ANAYASA’NIN ‘İKİDEN FAZLA SEÇİLEMEZ’ HÜKMÜNE DOKUNULMADI”
Kanadoğlu geçtiğimiz yıl 25 Şubat’ta sozcu.com.tr’de yayınlanan haberde şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Anayasa’nın 101’inci maddesi açık… 2017’deki Anayasa değişikliğinde hiç dokunulmamış bir madde bu… Yani herhangi bir değişikliğe uğramamış, ikiden fazla seçime giremeyeceği hükmünü taşıyan bir madde… Bu yine uygulanması gereken bir hüküm.”
“SADECE TBMM SEÇİMİN YENİLENMESİNE KARAR VERİRSE ADAY OLABİLİR”
“Bu itibarla Cumhurbaşkanı’nın 2014’te ve 2018’de seçilmesinden sonra bir daha aday olması sadece TBMM’nin herhangi bir şekilde seçimin yenilenmesine karar vermesi halinde mümkün. Yani Meclis’te öyle bir karar alınabilirse evet aday olabilir. Onun dışında bu mümkün değil. Böyle bir ihtimal de yok şu anda…
Herhangi bir rejim değişikliği diye bir şey de yok zaten. Onun için ‘sistem değişti bu ilk seçimdi’ diyerek aday olabileceğini savunmak da mümkün değil.”
“KENDİNE ÖZGÜ KARAR VEREN BİR YSK VAR”
“Herhangi bir şekilde aday gösterilirse bunu inceleyecek ve buna karar verecek olan yer YSK… YSK, son halk oylamasında mühürsüz oyların sayılmasında kanuna rağmen karar verdi.
Yani kanunu bir tarafa bırakıp ona göre kendine özgü kararlar verebilen bir Yüksek Seçim Kurulu’nun nasıl bir karar vereceğini şimdiden söylemek mümkün değil.
Anayasa ve yasalara göre Sayın Cumhurbaşkanı, eğer TBMM seçimin yenilenmesine karar vermezse aday olamaz. Aday olamaz da bu kağıt üzerindeki olay… “Peki aday gösterilirse YSK bunu kabul ederse ne olacak?” sorusunun cevabı bende yok.”
“ENVER PAŞA’NIN ‘YOK KANUN, YAP KANUN’ TEZİNE BENZER”
“İkinci yol da Anayasa değişikliğidir. Ama 400’ünüz yok değiştiremezsiniz. Halk oylamasına götürmek için 360 oya ihtiyaç var337’de kalmışsınız ötesi yok. Nasıl yapacaksınız Anayasa değişikliğini. Muhalefeti buna ikna etmeniz lazım. Anayasa’nın 67’nci maddesi yapılan değişikliklerin bir yıl sonra yapılacak seçimlerde uygulanamayacağını da hüküm altına almıştır. Bir de bu var. Ama Anayasa’ya geçici bir madde koyar onu da kaldırırsınız. Yani hukuk oynamaya başladığınız zaman önünüze yepyeni sorunlar çıkarır. E hukukun üstünlüğü bu değil tabi…Bu Enver Paşa’nın, “Yok kanun, yap kanun” tezine benzer.”