Ülke ekonomisini 25-30 yıl ipotek altına alan KÖİ projelerinin arka planında Dünya Bankası ve onun finans kurumu IFC’nin olduğu öğrenildi.
IMF ile programlarına son veren Türkiye’nin şimdi de Dünya Bankası’nın (DB) finans şirketi olan Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) ağına düştüğü bildirildi.
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Nazan Savaş, DB’nin IFC aracılığıyla Türkiye’deki kamu kurumlarıyla özel şirketleri borçlandırarak etki altına aldığını söyledi. Özellikle sağlıkta dönüşüm adı altında başlatılan şehir hastaneleri, hava limanları, köprü ve otoyollar olmak üzere kamu-özel-işbirliği (KÖİ) projelerinin büyük bölümünde IFC kredilerinin kullanıldığını belirten Prof. Savaş, mega projelerin çoğunda yaşanacak anlaşmazlık durumunda Türkiye’nin Dünya Bankası ile karşı karşıya geleceği uyarısında bulundu.
Prof. Nazan Savaş
Prof. Savaş, IFC’nin borçlandırdığı sağlık, enerji ve ulaştırma gibi kamu yatırımlarıyla IFC destekli özel sektör borçlandırmalarının ekonominin geleceği için ciddi tehdit oluşturmaya başladığını belirtirken, Türkiye’de artık IMF’nin değil IFC’nin söz sahibi olduğu bir sürece girildiğini söyledi. Prof. Savaş, “DB 2008’den bu yana Türkiye’yi IFC üzerinden KÖİ aracılığıyla hem borçlandırıyor hem de IFC’yi binamıza, malımıza, donanımımıza, işletmemize ve kârımıza ortak ediyor. Çünkü özel kesimin, ister Türk, ister yabancı firma olsun en büyük ortağı IFC’dir. KÖİ projelerini işleten firmaların çoğu IFC ortaklıdır” dedi. Prof. Savaş, kamunun yanı sıra IFC kredili özel sektör yatırımlarının da dikkatle izlenilmesi uyarısında bulundu.
Borçlandırıp ortak oluyor
■ Prof. Nazan Savaş, DB’nin kamu üzerinden ilişki kurduğu ülkelere uzmanlarını gönderip reform programları önerdiğini, bunları da kredilerle cazip hale getirdiğini söyledi. Savaş, DB’nin gerektiğinde üye ülke hükümetlerine kanunlar çıkarttırarak projelerini ve kredilerini garantiye aldığını da belirtti.
Her yerde IFC var
■ İstanbul Havalimanı, Ankara Tren Garı ve şehir hastanelerini işleten birçok firmanın IFC ortaklığı olduğunu belirten Prof. Nazan Savaş, “Örneğin IFC ortaklığı bulunan Rönesans firması Külliye, kütüphane, MİT ve Yargıtay binalarını yapmıştır. Türkiye’nin en önemli binalarını yapan bu firmanın yabancı sermaye ortaklı olması ne derece doğrudur? Binaların mülkiyeti ve işletmesinde ortaklıklar söz konusu mudur, bunları bilmiyoruz” dedi.