DEM Parti'den Kayyum Tepkisi: Halkın İradesi Geri Verilmeli!
Gündem

DEM Parti'den Kayyum Tepkisi: Halkın İradesi Geri Verilmeli!


25 May 20255 dk okuma12 görüntülenmeSon güncelleme: 25 May 2025

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır'da düzenlenen 'Demokratik Yerel Yönetimler Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Bakırhan, kayyum atamalarına sert tepki göstererek, bu uygulamanın halkın iradesini yok saymak anlamına geldiğini vurguladı.

Kürt-Türk İlişkilerinde Yeni Bir Sayfa

Bakırhan, Türk-Kürt ilişkilerinin tarihi derinliğine dikkat çekerek, geçmişte yaşanan zorluklara rağmen, iki halkın ittifakının önemli kazanımlar sağladığını belirtti. "Kardeşlik hukuku ve yeni toplumsal sözleşme" kavramlarının önemine değinen Bakırhan, bu kavramların çatışmadan çıkışın ve birlikte yaşamanın temelini oluşturduğunu ifade etti. Yerel yönetimlerin bu kardeşlik hukukunun ve toplumsal sözleşmenin merkezinde bulunduğunu vurguladı.

Bakırhan, "Sayın Öcalan son görüşmesinde kardeşlik hukuku ve yeni toplumsal sözleşme demişti. Bu iki kavram çatışmadan çıkışın, birlikte yaşamın ahlaki politik temelinin sağlam olmasını aynı şekilde tarif ediyor. Kardeşlik hukuku Sayın Öcalan'ın dediği gibi eşitlik hukukudur. Demokratik zeminde eşitçe ortak yaşamdır. Yeni toplumsal sözleşme eşitlik ve kardeşlik hukukuna dayalı büyüyen güçlenen ve birlikte var olan güçlü bir Türkiye demektir. İşte yerel yönetimler tam da bu. Kardeşlik hukuku ve yeni toplumsal sözleşmenin merkezinde bulunmaktadır” dedi.

Kayyum Uygulamasına Sert Eleştiri

DEM Partili belediyelere atanan kayyumlara değinen Bakırhan, bu uygulamanın kabul edilemez olduğunu ve derhal sonlandırılması gerektiğini savundu. "Kayyumlar bir an önce geri çekilmelidir" çağrısında bulunan Bakırhan, halkın iradesinin gasp edildiği bir yerde kardeşlik hukukundan bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi. Belediye eş başkanlarının tutuklu yargılanmasının da demokrasiye aykırı olduğunu belirtti.

Bakırhan, "Hala belediye eş başkanlarımız tutuklu yargılanıyor. Üç dönemdir aynı şey uygulanıyor. Yani bu sistemin Kürt'e demokrasiye bakışı yerelden anlaşılır derken bunu kastediyorum. Halkın iradesinin yok sayıldığı, hapsedildiği bir yerde Siirtliye kardeşlik bunu nasıl anlatacağız? Bu uygulamaları yapanlara soruyorum. Siirtli Koçerlere 'Yeni bir toplumsal sözleşme yapacağız. Bunu da hukuki bir zeminde bir yasal zemine kavuşturacağız' dediğimizde nasıl bize inanacak her gün o belediyenin önünden geçtiği zaman dönüp baktığında nasıl inanacak? Dolayısıyla bu ülkeyi yönetenler yerele bakmalı. Gerçekten bu bahsettiğimiz o kardeşlik hukukunu yerelden yeşertmeleri gerekiyor. Bu vesileyle kayyumlar bir an önce geri çekilmelidir. O barış güvercini dediğiniz Ahmet Türk ve eş başkanımız, yönetimimiz tekrar Mardin'i yönetmelidir. Kayyum atadığınız belediyelerdeki kayyumları çekmeniz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yerel Yönetimlerin Önemi

Bakırhan, yerel yönetimlerin devletin demokratikleşmesi için bir ayna, bir köprü ve bir yol haritası olduğunu vurguladı. Katı merkeziyetçi bir anlayışın kabul edilemez olduğunu belirten Bakırhan, yerel demokrasinin güçlendirilmesinin Türkiye'nin geleceği için tek güvence olduğunu ifade etti. "Yerel yönetimler devletin demokratikleşmesi için bir ayna bir köprü bir yol haritasıdır" dedi.

Bakırhan, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un "Türkiye'de siyasi tutsak yoktur" açıklamalarına da isim vermeden eleştirerek, kullanılan dilin toplumsal barışı dinamitlediğini söyledi. Yeni bir döneme girildiğini ve bu dönemde daha kapsayıcı bir dil kullanılması gerektiğini vurguladı.

Çözüm Süreci ve Yerel Demokrasi

Bakırhan'ın açıklamaları, Türkiye'nin Kürt sorunu ve yerel demokrasi konusunda önemli bir dönemeçte olduğunu gösteriyor. Kayyum uygulamalarına karşı yükselen tepkiler ve çözüm sürecine dair beklentiler, önümüzdeki dönemde siyasi arenada önemli tartışmalara yol açacağa benziyor. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve halkın iradesinin korunması, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde kritik bir rol oynayacak.