Erdoğan'dan Cami Açılışı! Halk Açken Lüks ve Şatafat Neden?
Gündem

Erdoğan'dan Cami Açılışı! Halk Açken Lüks ve Şatafat Neden?


24 May 20255 dk okuma14 görüntülenmeSon güncelleme: 24 May 2025

Türkiye'de ekonomik sıkıntılar derinleşirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'da gerçekleştirdiği cami açılışı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrılan yüksek bütçe büyük tepkilere yol açtı. Halkın geçim sıkıntısıyla boğuştuğu bir dönemde, lüks ve şatafatlı yaşam eleştirilerin odağına yerleşti.

Düşünmek Yasak mı?

Ayşenur Arslan'ın yazısında belirttiği gibi, "Şüphe ediyorum, öyleyse düşünüyorum, öyleyse varım" ilkesi, günümüzde adeta unutulmuş durumda. Türkiye, ekonomik göstergelerde dünya sıralamasında gerilerken, iktidarın önceliği cami açılışları ve dini kurumlara yapılan yüksek harcamalar oluyor. Bu durum, halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması yerine, farklı önceliklerin benimsendiği eleştirilerine neden oluyor.

Bir yazarın X'te yaptığı paylaşım, durumu çarpıcı bir şekilde özetliyor: "Geçenlerde Japonya 173 milyon dolara dünyanın en hızlı bilgisayarını inşa etti. Biz o paranın 10 katını Diyanet'e verdik ve Diyanet 'baldızla ilişki nikah düşürmez' dedi." Bu sözler, zihniyetin geldiği noktayı ve önceliklerin nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor.

Lüks ve Şatafat Eleştirisi

Erdoğan'ın cami açılışına gösterilen özen ve alınan güvenlik önlemleri de dikkat çekiciydi. Koruma ordusu, çelik bariyerler, jammer yüklü zırhlı araçlar ve konvoylar, açılışın yapıldığı bölgede adeta hayatı durma noktasına getirdi. Bu durum, "Çocuklar evde aç yatarken takıp takıştırıp komşu düğününe gidenler gibi" benzetmesiyle eleştirildi.

Bu tür gösterişli etkinlikler, halkın yaşadığı ekonomik zorluklarla tezat oluşturuyor ve toplumda huzursuzluğa neden oluyor. Özellikle temel gıda maddelerine erişimin zorlaştığı, enflasyonun yükseldiği ve gelir adaletsizliğinin arttığı bir dönemde, bu tür harcamalar halkın tepkisini çekiyor.

Sonuç

Türkiye'nin ekonomik sorunlarla boğuştuğu bu dönemde, iktidarın önceliklerini gözden geçirmesi ve halkın refahını ön planda tutması gerekiyor. Lüks ve şatafat yerine, ekonomik kalkınmaya, eğitime ve sağlık hizmetlerine yatırım yapılması, toplumun genel refah düzeyini artıracaktır. Aksi takdirde, halkın yaşadığı sıkıntılar daha da derinleşecek ve toplumsal huzursuzluk artacaktır.