Kazaziye ustası ‘Yaşayan insan hazinesi’ oldu

kazaziye-ustasi-yasayan-insan-hazinesi-oldu-2s5zh7d6.jpg

Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödülü alan kazaziye ustası Hasan Tabakoğlu, mesleğinin inceliklerini anlattı. Saç teli kadar ince altın ve gümüş telleri hünerli elleri ile göz alıcı takılara dönüştüren Tabakoğlu, “Bu ödül benim için 100 kilo altından daha kıymetli” dedi.

İzmir Çeşme’de yaşayan 70 yaşındaki Hasan Tabakoğlu, 14 yaşında memleketi Trabzon’da öğrendiği kazaziye sanatını tam 56 yıldır sürdürüyor. Saç teli kadar ince altın ve gümüş telleri hünerli elleri ile göz alıcı takılara dönüştüren Tabakoğlu, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödülü” aldı.

Hiçbir kaynak işleminde bulunmadan altın ve gümüş telleri nakış gibi işleyen Tabakoğlu, aldığı ödülün çok kıymetli olduğunu ifade ederek mesleğinin inceliklerini anlattı.

“100 KİLO ALTINDAN DAHA DEĞERLİ”

Ödül aldığı için çok mutlu olduğunu dile getiren kazaziye ustası, “Ödülümü Cumhurbaşkanımızın elinden aldım, çok mutlu oldum. Çok büyük bir gurur. Torunlarımı dizimin dibine alıp anlatacağım en güzel hikayelerden biri oldu. Ödülü alırken Cumhurbaşkanımıza sanatımı anlattım. Kendisini hem Alaçatı’ya hem de Trabzon’a davet ettim. Ona bir de tespih hediye ettim. O tespihi yapmam 15 günü buldu. Kendisi hediyeyi teşekkür ederek aldı. Bu ödül benim için çok değerli. Herhalde benim için 100 kilo altından daha kıymetli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a lale şeklinde bir broş yaptım. İnşallah bir daha gördüğümde kendisine takdim edeceğim” diye konuştu.

“ÇOK ZOR VE ÇOK SABIR İSTEYEN BİR DİKKAT İSTEYEN BİR İŞ”

Lidyalılar zamanından beri süregelen ve tamamen el emeği olan kazaziyeyi anlatan Tabakoğlu, şöyle konuştu:

“Benim yaptığım sanatı, bugün teknolojinin devlerinden Çin dahi yapamaz. Kazaziyeyi 00.7 mikron, 24 ayar altın ve bin ayar gümüş tel ile yapıyorum. Bu telleri hiç kaynak kullanmadan ören en eski kişilerdenim.

Altın ve gümüş sektöründe kaynaksız hiçbir işlem olmaz. Kazaziye sanatında ise kesinlikle kaynak olmaz. Bizim 120 santimetre uzunluğunda çıkrıklarımız vardır. Çıkrığın kancasına 120 santim ibrişim teli bağlıyoruz. 00.7 mikron teli çıkrığı çevirerek telimizin üzerine bağlıyoruz ve o 120 santim teli bir sütun gibi hiçbir katlama olmadan dikiş iğnesine bağlıyoruz.

Ardından şişlerin üzerinde düğüm atarak şekil veriyoruz. İşçilik o kadar incedir ki; çok zor, dikkat ve sabır isteyen bir zanaattır.”

“MESLEĞİMİN İNCELİKLERİNİ ÇİNLİLERE ANLATMIYORUM”

Bugüne dek 100’ün üzerinde ülkeye gittiğini, her ülkede sanatının övgü ile karşılandığını söyleyen Tabakoğlu,

“Yurt dışından çok sayıda teklif aldım. Orada kalıp kazaziyeyi insanlara öğretmem istendi. Karşılığında ailem ve bana vatandaşlık da teklif edildi. Ancak ben devletimi, bayrağımı, milletimi seven bir insanım. Kabul etmedim.

Dünyada hangi kraliçe varsa ürünlerim oraya gitti. Cumhurbaşkanımız, benim ürünümü Merkel’e hediye de etti. Ancak mesleğin inceliklerini Çinlilere anlatmıyorum. Nasıl yapıldığını gösterirsem bir hafta geçmeden bu sanatın sonu gelir. Çünkü fabrikasyon yaparlar.

Bu zanaat fabrikasyon olmaya elverişli bir zanaat değildir. Benim yaptığım ürünlerin 100 yıl garantisi vardır. Ne kırılır, ne kopar” sözlerine yer verdi.

“AYNI AŞKLA İŞLEMEYE DEVAM EDİYORUM”

Mesleğini çok sevdiğini, aile bireylerine de kazaziye sanatını öğrettiğini dile getiren Tabakoğlu,

“Anne babalar evladını nasıl severse ben de yaptığım ürünleri öyle seviyorum. Saç teli inceliğinde bir teli alıp bir objeye dönüştürmek çok kıymetli. Eskiden gözüm kapalı olarak teli iğneye geçirirdim.

Bir yandan sohbet eder bir yandan örerdim. Meslekte 56 yılı geride bıraktım. Şimdi 4 numara gözlük kullanıyorum ve zorlanıyorum ama yine aynı aşkla işime devam ediyorum” ifadelerini kullandı.