Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilimin olası risklerine karşın turizm sektörü temsilcileri bu sezon pandemi öncesi rakamlara ulaşma konusunda umutlu. Turist sayısında 2019’un yakalanacağı öngörülüyor. Asıl sorunun ise artan maliyetler ve sektörde eriyen kâr marjları olduğuna işaret ediliyor.
Cari açığın finansmanındaki en önemli kalemlerden turizm, hükümetin yeni ekonomi modelinde belirgin rol oynarken; Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilimin olası risklerine karşın sektör temsilcileri bu sezon pandemi öncesi rakamlara ulaşma konusunda umutlu.
Turist sayısında 2019’u yakalamayı ya da çok yaklaşmayı öngören sektör temsilcileri, 34.5 milyar dolarlık gelir beklentisine de ulaşılacağını öngörürken, asıl sorunun ise artan maliyetler ve sektörde eriyen kâr marjları olduğuna işaret ediyorlar.
Maliye Bakanı Nureddin Nebati geçen hafta Londra’da yabancı yatırımcılara yaptığı sunumda, Türkiye için kritik öneme sahip turizm gelirlerinin bu yıl 34.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini söylemişti.
Bu beklenti, Türkiye’nin pandemi öncesi dönem olan 2019 yılındaki turizm gelirine paralel bir seviyeye işaret ediyor.
YABANCI TURİSTLER ARASINDAKİ PAYLARI ARTMIŞTI
Erken rezervasyonlarda bu yıl 2018 ve 2019’daki alışkanlıklara çok benzer bir hareket gözlendiğini belirten Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Bülent Bülbüloğlu, “Türkiye’de ilk önce İngilizlerin erken rezervasyonları başlar. Onlar da şu an bayağı süratli başladı. İngiltere’den güzel rezervasyon alıyoruz, hatta 2019 seviyelerinde şu an” dedi ve ekledi:
“Orta Avrupa pazarında da bir hareketlilik var. Tek olumsuz taraf olası bir Rusya Ukrayna savaşı. Ama diğer taraftan İngiltere’nin yanı sıra kaynak pazarlarımız Almanya, Belçika, Hollanda ve İskandinav ülkelerinden de ciddi bir hareketlilik ve iyi sinyaller var.”
Rusya-Ukrayna arasındaki krizin savaşa dönüşmesi olasılığı iyimser tabloda risk unsuru olarak öne çıkarken; Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçiler arasında Rusların 2019’da yüzde 15.57 olan payı geçen yıl yüzde 19’a, Ukrayna’nın ise yüzde 3.44 olan payı yüzde 8.34’e yükselmişti.
‘TÜRKİYE TL’DEKİ DEĞER KAYBI İLE ARTIK DAHA CAZİP’
TL’deki değer kaybının da yabancı ziyaretçi talebini destekleyen bir unsur olduğunu belirten Bülbüloğlu, “Türkiye şu anda kendi para birimleri ile dünyadaki en hesaplı tatil yaptıkları ülkelerden biri haline geldi. Türkiye şu anda yabancılar için bir cennet diyebiliriz” diye konuştu.
TL’nin geçen yıl dolar karşısındaki değer kaybı yaklaşık yüzde 44 oldu. Öte yandan resort otellerde yoğun olarak kullanılan “her şey dahil sistemi de zayıf TL ortamında Türkiye’nin cazibesini artırıyor.
Bu sene küresel turizm pazarında Türkiye’nin İspanya’dan sonra en çok talep edilen destinasyonlardan biri olmasının beklendiğini ifade eden Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, fiyat açısından karşılaştırıldığında ise 5 yıldızlı bir otelin fiyatı Türkiye’de ortalama 60-70 Euro iken, İspanya’da 200 Euro civarında olduğuna işaret etti.
Turist sayısında bu yıl 2019’a yaklaşılacağını, belki yüzde 10 altına kalınabileceğini belirten Narin, buna karşın turist sayısına endekslenmeyen bir turizm stratejisine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Narin, “Bizim için önemli olan kaç milyon geldiği değildir. Ben 30 milyonun gelmesinin gerekli olduğunu da düşünmüyorum. 25 milyon da gelebilir… Kâr ediyor muyuz, etmiyor muyuz” diye konuştu.
‘MALİYETLER KONUSUNDA CİDDİ SIKINTILARIMIZ VAR’
TCMB verilerine göre turizm taşımacılık gibi kalemleri de içeren net hizmetler dengesi 2021 için 25 milyar dolar fazla verdi. Seyahat gelirleri 2021’de bir önceki yıla göre iki katına çıkarak 20.8 milyar dolar olurken lokallerin yurtdışı seyahat giderlerini gösteren turizm giderleri ise 1.7 milyar dolarda sınırlı kaldı.
TCMB verilerine göre net seyahat gelirleri böylece 2021’de bir önceki yıla göre yaklaşık $10 milyar artarak $19.2 milyar oldu. Net seyahat gelirleri pandemi öncesi 25.7 milyar dolardı. Turizm hem kalıcı cari fazla hem de döviz kuru istikrarı hedefi için hükümetin ekonomi programda önemli bir role sahip.
Narin, “Büyük bir aksilik olmazsa 34-35 milyar doları yakalamamız mümkün. Ama bunun bir de gider ayağı var. Sadece gelir yeterli değil” dedi ve ekledi:
“Maliyetlerimizin ne olacağı konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Gaz, elektrik ve tüm girdi maliyetlerinde çok ciddi bir enflasyonla karşı karşıyayız.”
‘KENDİ TESİSİMDE YÜZDE 42 ZAM YAPTIM’
Ocak ayında ticarethanelerde kullanılan elektriğe yüzde 128 zam gelirken, doğalgazda da minimum yüzde 50 artış yaşandı. Asgari ücret ise ocak itibarıyla yüzde 50 yükseldi.
Ocak ayında TÜFE yüzde 48.69 ile 2002’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşırken, ÜFE’deki artış ise yüzde 93.53 olarak gerçekleşti.
Innvista Hotels Belek Genel Müdürü Ülkay Atmaca, “Ben kendi tesisimde yüzde 42 zam yaptım. Yüzde 40 yapan var, yüzde 50 yapan var. Mutlaka bir yansıma olacak. Ama tamamını yansıtmak mümkün değil” dedi.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin de, “Maliyetlerimiz bir ayda yüzde 60-65 arttı. Ancak bunları mevcut kontratlara yansıtamayız çünkü yaz için fiyat tekliflerimiz çoktan verildi, karşı taraf da onayladı” dedi ve ekledi:
“Elektrik ve doğalgaz artışlarının yanı sıra asgari ücret artışı da domino etkisi ile tüm maaşlara yansıdı. Her işletme hiç beklemediği kadar zam açıklamak durumunda kaldığı için özveride bulunacak. İşçi çıkarma olmasa bile daha dikkatli personel alımı yapacaktır.”
Eresin, öte yandan şehir otellerinde yılın ikinci yarısında daha güçlü bir tablo beklediklerini belirterek, eylül itibarıyla aylık bazda 2019’daki turist sayılarını yakalamayı öngördüklerini söyledi. (REUTERS)