Türkiye Barolar Birliği’ni ziyaret eden Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, “idari ve bilimsel özerklik için açılan davalar” ile “altyapısız kurulan hukuk fakültesi davası” konularında destek isteyerek, yeni bir YÖK Kanunu hazırlanmasında TBB’nin öncü rol üstlenmesi talebinde bulundu.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, rektör atamasını takiben başlattıkları mücadelenin 416’ıncı gününde Türkiye Barolar Birliği’ni (TBB) ziyaret ederek, Birlik Başkanı Av. R. Erinç Sağkan’la görüştü.
Boğaziçi akademisyenleri adına görüşmeye katılan Prof. Dr. Lale Akarun, Prof. Dr. Mine Eder, Prof. Dr. Ayşe Mumcu, Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, Doç. Dr. Ahmet Ersoy ve Doç. Dr. Özgün Konca ile mezunları temsilen Bülent Üner ve Av. Fırat Kuyurtar, başlattıkları hukuk mücadelesi ve karşı karşıya kaldıkları soruşturmalar hakkında Sağkan’a bilgi verdi.
YENİ YÖK KANUNU TALEBİ
Akademisyenler TBB’den “idari ve bilimsel özerklik için açılan davalar” ile “altyapısız kurulan hukuk fakültesi davası” konularında destek isteyerek, yeni bir YÖK Kanunu hazırlanmasında öncü rol üstlenmesi talebinde bulundu.
5 Aralık 2021’de TBB Başkanı olarak seçilen, göreve geldiğinde “Hukuksuzluğa karşı çıkan bir TBB göreceksiniz” diyen Sağkan’ı öncelikle tebrik eden Boğaziçi Üniversitesi temsilcileri, Sağkan ve ekibinden Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin bir yılı aşkın süredir devam eden hukuk mücadelesinde kendilerine destek olmalarını istedi.
TBB’nin Ankara’daki merkezindeki toplantıda, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri adına konuşan Prof. Dr. Lale Akarun, 51 senelik bir kamu üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi’nin ülkenin her yerinden gelen başarılı öğrencilere uluslararası standartlarda nitelikli eğitim verdiğini, her türlü barışçıl düşünceye özgürlük alanı sağlayan çoğulcu ve eşitlikçi ortamıyla öğrencilerin birlikte yaşama ve uzlaşmayı öğrendiği bir özgürlük ortamı olduğunu ve Boğaziçi Üniversitesi’nin kaybının, tüm ülke için telafisi güç bir kayıp olacağını ifade etti.
AKADEMİSYENLERİN UĞRADIĞI HAK İHLALLERİ ANLATILDI
Prof.Dr. Akarun’dan sonra söz alan Boğaziçi Üniversitesi Senatosu üyesi Prof. Dr. Ayşe Mumcu ve Boğaziçi Üniversitesi Üniversite Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, TBB Başkanı Sağkan ve danışmanı Akbaş’a, 2 Ocak 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Prof.Dr. Melih Bulu’yu rektör olarak atadığı günden bugüne Boğaziçi Üniversitesi’nde üniversite özerkliğinin ve akademik özgürlüğün adım adım imha edildiğini söylediler.
Toplantıda, 2 Ocak’tan günümüze öğretim üyelerinin hukuka aykırı şekilde, mesnetsiz nedenlerle işten çıkarıldığını, derslerine son verildiğini, haklarında soruşturmalar açıldığını, üç fakültenin dekanının görevden alındığını belirten Prof.Dr. Mine Eder ve Doç. Dr. Ahmet Ersoy, akademisyenlerin uğradığı hak ihlallerini anlatırken, Doç. Dr. Özgün Konca TBB Başkanını ve danışmanını öğrencilere açılan davalar ve disiplin soruşturmaları hakkında bilgilendirdi.
TBB’DEN ÜÇ TEMEL KONUDA DESTEK İSTENDİ
Boğaziçi Üniversitesi temsilcilerinin TBB Başkanı Erinç Sağkan ve Sağkan’ın danışmanı Kasım Akbaş ile gerçekleştirdikleri toplantı, akademisyenlerin avukatı Fırat Kuyurtar’ın meslektaşlarını, Boğaziçi Üniversitesi’nde bir yılı aşkın bir süredir gerçekleşen hukuksuzluklar ve akademisyenlerin bu hukuksuzluklara karşı Danıştay nezdinde açtığı ondan fazla dava hakkında bilgilendirmesi ile sonlandı. Avukat Kuyurtar, Türkiye Barolar Birliği’nden üç temel konuda destek istedi:
1- Boğaziçi Üniversitesi’nin üniversite özerkliğine olduğu kadar mevcut yasalara da aykırı uygulamalara karşı açtıkları davalarda destek:
“Üniversiteler, Anayasa m.130, m.131 ile 2547 Sayılı Kanun’da tanımlandığı ve tasarlandığı şekli ile idari ve bilimsel özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir. Boğaziçi Üniversitesi 2021 yılı başından bu yana, siyasal iktidarın etkin desteği, YÖK’ün kolaylaştırıcı kararları ve atanmış yönetimin suç işleme pahasına gerçekleştirdiği hukuksuz işlemlerle, her geçen gün telafisi imkansız darbeler almaktadır.
Mahkemelerin, özellikle de idari yargının etkili bir hukuki sığınak olmaktan çıktığı da izahtan varestedir. Bu bağlamda TBB’den, yüksek kamusal yararı bulunan, ülke çapında bütün yükseköğretim teşkilatını ilgilendirir nitelikte olduğu kanaati ile açılan, idari ve bilimsel özerkliğin muhafazasını amaçlayan davalarımıza, davalara müdahale yolu ile destek verilmesi talep edilmektedir.”
2- Hukuksuz ve altyapısız bir şekilde kurulan hukuk fakültesi ile hukuk eğitiminin düşürüldüğü durumu gündeme getirmek:
“TBB’nin Avukatlık Kanunu m.110’da tanımlanan görev ve sorumlulukları gereği Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesinin Senato kararı aranmaksızın, plansız – programsız ve kadrolaşma temelli, keyfi kuruluş işlemine karşı açılan iptal davamıza müdahil olmasını, vb. şekilde kurulan hukuk fakültelerinin kuruluş işlemlerine karşı davacı olmasını talep etmekteyiz.”
3- YÖK’ün kaldırılarak Üniversitenin bilimsel, mali, idari ve istihdam özerkliğini sağlayacak şekilde yeni bir Yüksek Öğretim kanunu hazırlanmasında TBB’nin öncü rol oynaması:
“Yükseköğretim alanında kişiye özel ilanlar yolu ile kadrolaşmalar, vekaleten atama usullerinin kötüye kullanımı yoluyla üniversite organlarının işlevsiz ve anlamsız kılınması, siyasal soruşturmalarla öğretim elemanları başta olmak üzere tüm yükseköğretim teşkilatına hakim olan hukuksuzluklar, plansız, programsız açılan üniversiteler, fakülteler ve diğer birimler yolu ile kalitenin düşürülmesi, özgür, özerk bilim üretiminin git gide imkansız hale getirilmesi ve bunun tüm toplum üzerinde olası etkileri öngörülebilir niteliktedir.
Yükseköğretim mevzuatının memleket ihtiyaçlarına uygun yürütülmesi bağlamında, uygulamaların takibi ve gerektiğinde hukuksuzluklara karşı destek verilmesi hususunun değerlendirilmesi, mevzuatın geliştirilmesi ve yayınlarda bulunup, yasa tasarılarında bulunulması için TBB bünyesinde Yükseköğretim Komisyonu kurulması talep edilmektedir.”