Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın 2021’de en çok kredi verdiği ülke 2 milyar Euro ile Türkiye olurken, profesörler Dani Rodrik ve Daron Acemoğlu’ndan eleştiri geldi.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye’deki yatırımını 2021’de 2 milyar euro ile rekor seviyeye yükseltirken, konu yurt dışında eleştirileri de beraberinde getirdi.
İngiliz Financial Times gazetesinde dün Laura Pitel ve Sam Fleming imzasıyla yayımlanan “EBRD hala özgürlüğü mü finanse ediyor?” başlıklı yazıda, demokrasi yanlısı ilkelerine rağmen EBRD’nin yılda 10 milyar Euro’yu bulan kredilerinin önemli bölümünün otoriter liderlere sahip ülkelere gittiği belirtildi.
Yatırım koşullarının elverişsizliğine, enflasyonun artışına, muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın artan otoriterliği ve dengesiz ekonomi politikaları konusundaki uyarılarına rağmen EBRD Başkanı Odile Renaud-Basso’nun geçen yıl Erdoğan’ı sarayında ziyaret ettiğini ve ziyaretin birkaç hafta sonrasında Türkiye’ye yüzlerce milyon Euro’luk yeni kredi açtığını belirten FT, 2021’de Türkiye’nin EBRD’den en fazla kredi alan ülke olduğuna işaret etti.
EBRD’nin Türkiye, Mısır, Belarus ve Kazakistan gibi anti-demokratik ve otoriter gerileme yaşanan ülkelerde faaliyet gösterdiği belirtilen yazıda, EBRD’nin ya kuruluş anlaşmasındaki demokrasi yanlısı ilkeyi kaldırması ya da faaliyet alanlarını yeniden değerlendirmesi gerektiği yönünde eleştiriler olduğu aktarıldı.
RODRIK: DEMOKRASİ İLKESİYLE UYUMSUZLUK VAR
EBRD’nin mevcut kredi pratiklerinin, sadece gerçek demokrasiye sahip ülkelerle çalışma ilkesiyle ağır şekilde uyumsuz olduğunu belirten Harvard Üniversitesi’nden Dani Rodrik, çok uluslu kredi kurumlarının açık siyasi kriterlere sahip olup olmaması gerektiği konusunun tartışılması gerektiğini söyledi.
EBRD’nin demokrasiye açık bir bağlılıkla kurulduğunu ekleyen Rodrik, “EBRD’nin 1. madde yokmuş gibi hareket etmesi için çok az gerekçe var” dedi.
ACEMOĞLU: ÜLKEDEKİ DURUMDAN SORUMLULAR
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MİT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, sadece EBRD değil diğer kamu mülkiyetindeki bankaların da ülkesindeki durumdan biraz sorumlu olduğunu dile getirdi.
“Türkiye’nin kurumları tehlikeli bir noktaya geldi, bunun bir nedeni de kötü makroekonomik politikaların, ülkeye on yıldan fazla bir süredir akan dış fonlarla destekleniyor olması” diyen Acemoğlu “Bence EBRD, IMF ve Dünya Bankası başta olmak üzere dünyadaki tüm finans kurumları, otoriter liderlere ne zaman ve nasıl borç verecekleri konusunda çok daha sıkı standartlara sahip olmalı.” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’YE 14 YILDA 15 MİLYAR EURO KREDİ
EBRD’nin 2008’den bu yana Türkiye’ye sağladığı kredilerin 15 milyar Euro’ya ulaştığı ve EBRD’nin bir numaralı kredi alıcısı haline geldiği aktarılan yazıda, yeşil finansman ve kadınların dahil edilmesini önceliğiyle enerji, tarım, altyapı ve bankacılık sektörlerine kredi verdiği belirtildi.
EBRD ise, bankanın finansmanın yüzde 85’inden fazlasının özel sektöre, yüzde 55’inin ise sürdürülebilirliği destekleyen projelere ayrıldığı belirtiyor.
Banka, Türkiye’deki mevcut 7,2 milyar Euro’luk kredi stoğunun yüzde 90’ının özel sektörde olduğunu kaydediyor.