Piyasada sular durulmuyor! Merkez Bankası'nın 17 Nisan'daki Para Politikası Kurulu Toplantısı öncesinde, yabancı bankaların ve bazı çevrelerin faiz artırımı baskısı giderek artıyor. Peki, bu baskının ardında yatan gerçekler neler? İşte tüm detaylar...
Faiz Artırımı Baskısının Sebepleri Neler?
Faiz artırımı savunucuları, "Faizi artırıp piyasayı sakinleştirirsiniz. Yerli mevduatın dövize yönelmemesi için tek yol faiz artırımı. Örtülü olarak artan faizler açık olarak yükseltilse ne olur?" argümanını öne sürüyorlar. Ancak bu yaklaşım, tam teslimiyet anlamına geliyor. Dünyadaki konjonktür ve küresel oyunun kuralları yeniden şekillenirken, Türkiye'nin neden tersi istikamete yönelmesi gerektiği sorgulanıyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni gümrük tarifelerinin Türkiye için fırsatlar sağlayacağı konuşulurken, resesyon riski nedeniyle Fed ve ECB gibi merkez bankaları faizleri düşürmeye odaklanırken, Türkiye'nin neden tam tersi istikamete işaret ettiği merak konusu. Mevcut durumda faiz oranları zaten oldukça yüksek seviyelerde seyrediyor:
- Hazine'nin 2 yıllık gösterge kağıdı faizi %47
- İhtiyaç kredisi faizi %72.45
- Ticari kredi faizleri %54.7
- 1-3 ay vadeli mevduatın faizi %53.6
Bu yüksek faiz oranlarının ülke ekonomisine olan maliyeti tartışılırken, daha ne kadar bedel ödenmesi gerektiği sorusu akıllara geliyor.
Döviz Kurunda Neler Oluyor?
Faiz artırımı isteyenlerin en önemli argümanlarından biri de döviz kuru. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk soruşturmasıyla gözaltına alındığı gün yaşanan kurdaki panik havası hatırlanıyor. Siyasette deprem yaşanmış gibi bir algı yaratılırken, Merkez Bankası'nın ilk etapta harekete geçmemesi dikkat çekmişti.
Dolar/TL 41 seviyesini aşıp 42'ye, Euro/TL 44'ün üzerine çıkınca müdahale başlamış ve Dolar/TL şu anda 38 seviyesinde dengelenmiş durumda. Merkez Bankası'nın döviz satış hamlesi, faiz artırımı isteyenlerin elini güçlendirdiği düşünülüyor.
Sonuç
Merkez Bankası'nın 17 Nisan'daki Para Politikası Kurulu Toplantısı'nda nasıl bir karar alacağı merakla bekleniyor. Faiz artırımı baskısının ne kadar etkili olacağı ve Türkiye ekonomisinin bu karardan nasıl etkileneceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Ancak şu bir gerçek ki, ekonomik bağımsızlık ve istikrar için doğru adımların atılması büyük önem taşıyor.
