CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay hakkındaki kararının TBMM'de okunması ve ardından tutanaklardan silinmesine sert tepki gösterdi. Gökçen, bu durumu "cunta rejimlerine yakışacak bir iş" olarak nitelendirdi.
Gökçen'den Sert Eleştiriler
TBMM Genel Kurulu'nda yaşanan olay, Gezi davası hükümlüsü Can Atalay ile ilgili AYM'nin hak ihlali kararının okunmasıyla başladı. Ancak, bu bölüm daha sonra TBMM'nin internet sitesindeki tutanaklardan kaldırıldı. Gökçen, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
"Yüce Meclis’in saygınlığını bugün Gülizar Biçer Karaca ve Sibel Suiçmez korumuş ve Anayasa Mahkemesi kararını tüm seçilmişlere hatırlatmışlardır. Anayasa, İçtüzük ve teamüller Can Atalay’ın milletvekilliğinin iadesini gerektirir. Anayasa Mahkemesinin kararı ortadadır, Anayasanın 153. maddesi ortadadır, milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir."
Gökçen, açıklamasına şöyle devam etti:
"Meclisin tutanaklarını silmek ve sildirmek, ancak cunta rejimlerine yakışacak bir iştir. Hukuksuz ve yok hükmünde bir işlem arayan varsa İstanbul Üniversitesi’nin istifa ettirilen dekanına, yetkisiz toplanan yönetim kuruluna, bir diplomanın 35 yıl sonra zorla ve talimatla nasıl iptal edildiğine bakmalıdır."
Anayasa Mahkemesi Kararı ve TBMM'deki Yankıları
AYM'nin Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararı, TBMM'de farklı tepkilere yol açtı. Kararın okunması sırasında bazı milletvekilleri tepki gösterirken, bazıları ise kararın uygulanması gerektiğini savundu. Bu durum, mecliste gergin anların yaşanmasına neden oldu.
Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin kararları, tüm kurum ve kuruluşlar için bağlayıcıdır. Anayasanın 153. maddesi, AYM kararlarının kesin olduğunu ve herkesi bağladığını açıkça belirtir. Bu nedenle, AYM kararının TBMM'de uygulanmaması ve tutanaklardan silinmesi, hukuk çevrelerinde tartışmalara yol açtı.
Siyasi Gerilim ve Hukuki Tartışmalar
CHP'nin bu konudaki sert tutumu, siyasi gerilimi daha da artıracağa benziyor. Gökçen'in açıklamaları, iktidar ve muhalefet arasındaki ayrışmanın derinleştiğini gösteriyor. Önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili daha fazla açıklama ve tartışma bekleniyor.
Türkiye'deki hukuki süreçlerin ve siyasi gelişmelerin yakından takip edildiği bu dönemde, AYM kararlarının uygulanması ve TBMM'nin işleyişi büyük önem taşıyor. Can Atalay davası ve TBMM'de yaşananlar, Türkiye'deki hukuk devleti ilkesinin ve demokrasinin geleceği açısından kritik bir sınav niteliğinde.
