İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan protesto eylemlerini takip eden gazeteciler Bülent Kılıç, Yasin Akgül, Zeynep Kuray, Gökhan Kam, Kurtuluş Arı, Ali Onur Tosun, Hayri Tunç ve Emre Orman hakkında açılan davanın ilk duruşması gerçekleşti. Gazeteciler, "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla yargılanıyor.
Duruşmaya Yoğun İlgi
Duruşma, İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı ancak sanık sayısının fazlalığı ve salonun küçüklüğü nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna taşındı. Duruşmayı CHP Milletvekilleri Gökçe Gökçen ve Sezgin Tanrıkulu da takip etti. Bu durum, davanın kamuoyu nezdindeki önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Duruşma, sanıkların kimlik tespiti ile başladı. MLSA avukatlarından Veysel Ok, gazetecilerin kimlik kartlarını göstererek derhal beraat ettirilmesi gerektiğini savundu. Bu talep, davanın seyrini etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
İfade Özgürlüğü Tartışması
Dava, Türkiye'deki ifade ve basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Gazetecilerin görevlerini yaparken yargılanması, basın örgütleri ve insan hakları savunucuları tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor.
Gazetecilerin yargılanmasına neden olan olaylar şöyle gelişti:
- İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası protesto eylemleri başladı.
- Gazeteciler, bu eylemleri takip etmek için olay yerindeydi.
- Polis, eylemlere müdahale etti ve gazeteciler de gözaltına alındı.
- Gazeteciler hakkında "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlamasıyla dava açıldı.
Davanın Muhtemel Sonuçları
Davanın nasıl sonuçlanacağı henüz belirsiz. Ancak, davanın seyrini etkileyebilecek birkaç faktör bulunuyor:
- Mahkemenin, gazetecilerin ifade özgürlüğü kapsamındaki haklarını ne kadar dikkate alacağı.
- Delillerin yeterliliği.
- Siyasi baskılar.
Davanın sonucu, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkeleri açısından önemli bir gösterge olacak. Gazetecilerin beraat etmesi, ifade özgürlüğünün korunması adına olumlu bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, mahkumiyet kararı, basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit olarak algılanacaktır.
