Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Cem Sökmen'in "İbn Haldun Akademi 2025" kapsamında yaptığı sunum, İstanbul'un kıraathanelerini yeniden gündeme getirdi. "Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İstanbul’un Kültürel İletişim Mekanları" başlıklı sunumda, kıraathanelerin tarihsel ve kültürel önemi vurgulandı. Bu mekanlar, sadece kahve içilen yerler olmanın ötesinde, önemli bir sosyalleşme alanı olarak hizmet vermiştir.
Kıraathanelerin Tarihi ve Kültürel Önemi
Dr. Sökmen, İstanbul'un "Suriçi" bölgesinin bu mekanlar için kadim bir anlam taşıdığına dikkat çekti. Çorlulu Ali Paşa Medresesi, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) gibi yerler, bu bölgenin önemli noktalarıdır. Sökmen, bu mekanların birçoğu için okul dışında vakit geçirdikleri ve kendilerini geliştirdikleri yerler olduğunu belirtti. Bu durum, kıraathanelerin sadece boş zaman aktivitesi değil, aynı zamanda entelektüel bir gelişim merkezi olduğunu da gösteriyor.
Osmanlı döneminde kahvehaneler ve kıraathaneler, insanların bir araya gelerek bilgi alışverişinde bulunduğu, haberlerin yayıldığı önemli merkezlerdi. Bu mekanlar, o dönemde gazete ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarının olmadığı bir ortamda, haberleşme ağının temelini oluşturuyordu. İnsanlar, kıraathanelerde bir araya gelerek güncel olayları tartışır, fikirlerini paylaşırdı.
Günümüzde Kıraathanelerin Değişen Rolü
Dr. Sökmen, günümüzde kıraathanelerin ifade ettiği anlamın sönümlendiğini belirtiyor. Şehirlerin genişlemesi, hayatın değişmesi ve zamanın ruhunun farklılaşması, kıraathanelerin eski önemini kaybetmesine neden oldu. Sökmen, bu durumu şu sözlerle ifade ediyor:
“İçinde yaşadığımız dönemde kıraathanelerin ifade ettiği anlam sönümlenmiş durumda. Artık şehir genişlemiş, hayat değişmiş, zamanın başka bir ruhu ortaya çıkmıştır. Bugünlerde geçmişe göre çok daha fazla buluşma mekânı var. Fakat bu mekanlar, kıraathanelerin zamanı için taşıdığı anlamın oldukça uzağındadır.”
Günümüzde, internet ve sosyal medya gibi yeni iletişim araçları, insanların bilgiye ulaşma ve sosyalleşme biçimlerini kökten değiştirdi. Kafeler, alışveriş merkezleri ve diğer sosyal mekanlar, kıraathanelerin yerini aldı. Ancak, bu yeni mekanlar, kıraathanelerin sahip olduğu kültürel ve tarihi derinliği taşımıyor.
Kıraathaneler Nostalji mi, Yoksa Kültürel Miras mı?
Kıraathaneler, günümüzde geçmişe duyulan özlemi temsil eden nostaljik mekanlar olarak görülebilir. Ancak, bu mekanların kültürel ve tarihi önemi göz ardı edilmemelidir. Kıraathaneler, İstanbul'un kültürel mirasının önemli bir parçasıdır ve korunması gereken değerlerdir. Bu mekanların yeniden canlandırılması, İstanbul'un kültürel kimliğinin korunmasına katkı sağlayabilir.
Peki, kıraathaneler yeniden eski günlerine dönebilir mi? Belki de hayır. Ancak, bu mekanların kültürel ve tarihi önemini hatırlayarak, onları yaşatmak için farklı yollar bulabiliriz. Kıraathaneleri, sadece nostaljik mekanlar olarak değil, aynı zamanda kültürel etkinliklerin düzenlendiği, kitap okuma gruplarının toplandığı, sanatsal çalışmaların sergilendiği canlı mekanlar haline getirebiliriz. Bu sayede, kıraathaneler İstanbul'un kültürel yaşamına yeniden katkıda bulunabilir.