10 Nisan 2025 Perşembe

Kürtçe'ye Sansür Devam Ediyor! 2025 İlk Çeyrek Raporu Şoke Etti

Kürt Dil Haklarını İzleme ve Raporlama Platformu'nun (Kurdish Monitoring) hazırladığı son rapor, 2025 yılının ilk üç ayında Kürtçe'nin kamusal hayatta karşılaştığı engellemelerin vahametini gözler önüne seriyor. Toplam 24 farklı engelleme vakasının tespit edildiği raporda, bu ihlallerin kamusal alanlardan medyaya, kültür-sanattan cezaevlerine kadar geniş bir alana yayıldığı vurgulanıyor. Kürtçe'ye yönelik bu sistematik baskılar, dilin özgürce kullanımının önünde ciddi bir engel teşkil ediyor.

Kürtçe'ye Yönelik Engellemelerin Alanlara Göre Dağılımı

Rapora göre, Kürtçe'ye yönelik engellemelerin en yoğun yaşandığı alanlar medya ve kültür-sanat. İşte alanlara göre engellemelerin dağılımı:

  • Kamusal alan: 5 vaka
  • Medya: 8 vaka
  • Kültür-sanat: 7 vaka
  • Hapishaneler: 4 vaka

Bu veriler, Kürtçe'nin özellikle ifade özgürlüğü ve kültürel etkinlikler alanında ciddi bir baskı altında olduğunu gösteriyor. Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS gibi Kürtçe yayın yapan kuruluşların Türkçe sayfalarına erişim engeli getirilmesi, Kürt medyasının susturulmaya çalışıldığının açık bir göstergesi. Ayrıca, Kürt sanatçı ve akademisyenlerin çeşitli baskılara maruz kalması, kültürel üretimin engellenmesine yönelik bir stratejinin parçası olarak değerlendiriliyor.

Raporda Yer Alan Şoke Eden Örnekler

Raporda, Kürtçe'ye yönelik engellemelerin boyutunu gözler önüne seren birçok çarpıcı örnek yer alıyor:

  • TBMM Genel Kurulu’nda “Jin, Jiyan, Azadî” sloganının tutanaklara geçirilmemesi, ifade özgürlüğüne vurulan bir darbe olarak nitelendiriliyor.
  • Kürtçe pankartlara müdahale edilmesi ve yasaklanması, dilin kamusal alanda kullanımının engellenmesine yönelik bir uygulama olarak görülüyor.
  • Kürtçe konserlerin iptal edilmesi ve sanatçılara yaptırım uygulanması, kültürel etkinliklerin engellenmesine yönelik bir sansür örneği olarak değerlendiriliyor.
  • Hapishanelerde Kürtçe konuşmanın ve mektupların yasaklanması, mahkumların dil haklarının ihlal edildiği bir durum olarak kabul ediliyor.
  • Kürtçe içerik paylaşan sosyal medya hesaplarının askıya alınması, dijital platformlarda Kürtçe'nin görünürlüğünün azaltılmasına yönelik bir çaba olarak değerlendiriliyor.

Bu örnekler, Kürtçe'nin sadece belirli alanlarda değil, hayatın her alanında sistematik bir baskı altında olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Kürtçe'ye Yönelik Baskılar Neden Devam Ediyor?

Peki, Kürtçe'ye yönelik bu baskılar neden hala devam ediyor? Bu sorunun cevabı, Türkiye'deki Kürt meselesinin karmaşık ve çözümsüz doğasında yatıyor. Kürtçe, uzun yıllar boyunca Türkiye'de yasaklı bir dil olarak kabul edilmiş ve kamusal alanda kullanımına izin verilmemiştir. Bu yasaklar zamanla kalkmış olsa da, Kürtçe'ye yönelik önyargılar ve ayrımcı uygulamalar hala devam etmektedir. Özellikle son yıllarda artan siyasi gerilimler ve güvenlik kaygıları, Kürtçe'ye yönelik baskıların artmasına neden olmuştur. Devletin Kürtçe'ye yaklaşımı, dilin özgürce kullanımını teşvik etmek yerine, onu bir tehdit unsuru olarak görmeye devam etmektedir. Bu durum, Kürtçe'nin kamusal alanda kullanımının önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir.

Kürt Dil Haklarını İzleme ve Raporlama Platformu'nun raporu, Kürtçe'nin Türkiye'de hala ciddi bir baskı altında olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Medyadan sanata, hapishanelerden kamusal alana kadar geniş bir yelpazede yaşanan engellemeler, Kürtçe'nin özgürce kullanımının önünde ciddi bir engel teşkil ediyor. Bu durumun değişmesi için, devletin Kürtçe'ye yönelik yaklaşımını değiştirmesi, dilin özgürce kullanımını teşvik etmesi ve Kürt meselesinin demokratik bir çözüme kavuşturulması gerekiyor. Aksi takdirde, Kürtçe'ye yönelik baskılar devam edecek ve Türkiye'deki toplumsal barışa zarar verecektir.

İlgili Haberler