Hindistan ve Pakistan arasındaki onlarca yıllık gerginlik, Keşmir bölgesindeki anlaşmazlıklar nedeniyle yeniden alevlendi. İki nükleer güç arasındaki bu durum, bölgede savaş endişesini artırıyor. Peki, bu gerilim nasıl başladı ve hangi olaylar tırmanışa neden oldu? İşte, dünden bugüne Hindistan-Pakistan arasındaki gerilimin kronolojisi.
Keşmir Sorunu: Bitmeyen Anlaşmazlık
1947'de İngiltere'den bağımsızlıklarını kazanan Hindistan ve Pakistan, o günden beri Keşmir üzerindeki hak iddiaları nedeniyle karşı karşıya. Müslüman çoğunluğa sahip Keşmir'in Hindistan'a katılma kararı, Pakistan'da büyük tepkiye yol açmış ve iki ülke arasında üç kez savaşa neden olmuştu. Günümüzde Keşmir fiilen üçe bölünmüş durumda: Hindistan, Pakistan ve Çin farklı bölgelerde kontrolü elinde bulunduruyor.
Ancak gerilim sadece sınırlarla sınırlı değil. Hindistan, Pakistan'ı terörizmi desteklemekle suçluyor. 2008'deki Mumbai saldırıları ve 2019'daki Pulwama saldırısı, iki ülke arasındaki tansiyonu zirveye taşıyan olaylar olarak tarihe geçti. Hindistan'ın bu saldırılara karşılık olarak Pakistan topraklarına düzenlediği hava operasyonları, ilişkileri daha da çıkmaza soktu.
Askeri rekabetin yanı sıra, su kaynakları üzerindeki anlaşmazlıklar da iki ülkeyi karşı karşıya getiriyor. Hindistan'dan doğan ve Pakistan'a akan nehirler, stratejik bir öneme sahipken, suyun paylaşımı konusundaki endişeler sürekli olarak gündemde kalıyor.
Son Gerilim: Pahalgam Saldırısı ve Sonrası
22 Nisan'da Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde yaşanan silahlı saldırı, Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimi daha da tırmandırdı. Turistlere yönelik saldırıda 26 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Hindistan, saldırganların "Pakistan'dan geldiği" suçlamasını yöneltti ve bir dizi sert önlem aldı:
- "İndus Suları Anlaşması" askıya alındı.
- Yeni Delhi'deki Pakistanlı müsteşarların ülkeyi terk etmesi istendi.
- Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetleri askıya alındı ve daha önce verilen tüm vizeler iptal edildi.
Pakistan ise suçlamaları reddederek Hindistan'ın İslamabad'daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirdi ve "İndus Suları Anlaşması"nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri "savaş nedeni" sayacağını ilan etti. Ayrıca, Hindistan ile her türlü ticareti askıya aldı ve hava sahasını kapattı.
Sindoor Operasyonu ve Misilleme
Bu gelişmelerin ardından Hindistan Silahlı Kuvvetleri, "terör altyapısına yönelik Cemmu Keşmir'de Sindoor Operasyonu'nu başlattıklarını" duyurdu. Hedef alınan 9 noktanın saldırıların ölçülü ve tırmandırıcı olmayan nitelikte olduğunu ifade eden Hindistan Silahlı Kuvvetleri, hiçbir Pakistan askeri tesisinin hedef alınmadığını savundu.
Pakistan ordusuna bağlı Servisler Arası Halkla İlişkiler (ISPR) Direktörü Korgeneral Ahmed Şerif Chaudhry, Hindistan'ın Bahwalpur, Muzaffarabad ve Kotli bölgelerine füze saldırısı düzenlediğini duyurarak, "Tüm jetlerimiz havadadır. Bu, Hindistan'ın hava sahası içinden gerçekleştirilen utanç verici ve korkakça bir saldırıdır. Açıkça söylememe izin verin, Pakistan bu saldırıya kendi seçtiği bir zamanda ve yerde karşılık verecek. Bu provokasyon cevapsız kalmayacak." dedi.
Hindistan'ın Pakistan'a düzenlediği saldırılarda, ilk belirlemelere göre en az üç kişinin hayatını kaybettiği, 12 kişinin de yaralandığı bildirildi.
Hindistan ve Pakistan arasındaki bu tırmanan gerilim, nükleer bir çatışma olasılığını gündeme getirerek uluslararası kamuoyunda endişeye yol açıyor. Bölgedeki istikrarın sağlanması ve diyalog yollarının yeniden açılması için acil adımlar atılması gerekiyor. Aksi takdirde, bu gerilim daha büyük bir felakete dönüşebilir.