Çanakkale'de düzenlenen Su Zirvesi, çevre örgütlerinin ve aktivistlerin tepkisiyle gündeme geldi. Zirveye altın madeni şirketlerinin sponsor olması ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği temsilcisi Süheyla Doğan'a yapılan polis müdahalesi büyük yankı uyandırdı. Doğan, barışçıl protestosu sırasında sivil polislerce yaka paça sahneden çıkarıldı ve konuşma hakkı engellendi. Bu olay, ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olarak değerlendiriliyor ve geniş çaplı tepkilere yol açıyor.
Su Zirvesi'nde Neler Yaşandı?
Çanakkale Kolin Otel'de gerçekleştirilen Zirve'17 Su Zirvesi, Çanakkale Valiliği, Çanakkale Belediyesi, ÇOMÜ ve diğer kamu kurumlarının iş birliğiyle düzenlendi. Ancak, zirveye yıllardır Çanakkale'nin su kaynaklarını korumak için mücadele eden ekoloji örgütleri dahil edilmedi. Dahası, zirvenin sponsorluk listesine TÜPRAG, TÜMAD, OREKS gibi altın madeni şirketlerinin eklenmesi, çevre örgütlerinin büyük tepkisini çekti. Bu durum, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek'in de 9 Nisan'da yaptığı açıklamayla zirveden çekilmesine neden oldu.
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği'ni ve Kazdağları Ekoloji Platformu'nu temsilen zirveye katılan Süheyla Doğan, konuşma talebi reddedilince sahneye yöneldi. Ancak, kolluk kuvvetleri müdahale ederek Doğan'ı zorla dışarı çıkardı ve ağzını kapatarak konuşmasını engelledi. Doğan'ın yakın zamanda diz protezi ameliyatı geçirmiş olması, müdahaleyi daha da ağırlaştırdı. Bastonla zirveye katılan Doğan, sağlık durumu nedeniyle kolluk kuvvetlerini uyardıysa da kollarından çekilerek dışarı çıkarıldı.
Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor
Kadın ve ekoloji örgütlerinden oluşan geniş bir platform, bu müdahaleye sert tepki gösterdi. Yapılan ortak açıklamada, ifade özgürlüğünün anayasal bir hak olduğu ve barışçıl protestonun suç sayılamayacağı vurgulandı. Yaşananların ülkedeki antidemokratik baskı ortamının bir yansıması olduğu belirtildi. Süheyla Doğan'a yapılan müdahaleye ilişkin hukuki sürecin başlatıldığı ve avukatlar aracılığıyla yasal başvuruların yapılacağı duyuruldu. Açıklamada "Baskılar bizi yıldıramaz. Her koşulda sözümüzü söylemeye devam edeceğiz" denildi.
Bu olay, sadece Çanakkale'de değil, Türkiye genelinde de büyük bir infiale yol açtı. Sosyal medyada #SüheylaDoğanYalnızDeğildir etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı ve polis şiddeti kınandı. Birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti, olayın sorumlularının hesap vermesi gerektiğini ve ifade özgürlüğünün korunması gerektiğini vurguladı.
Su Zirvesi'nde Yaşananların Ardından
Su Zirvesi'nde yaşanan bu olay, çevre ve insan hakları savunucularının karşılaştığı zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi. Altın madeni şirketlerinin sponsorluğunda düzenlenen bir zirvede, su kaynaklarını korumak için mücadele eden bir aktivistin susturulmaya çalışılması, kabul edilemez bir durumdur. Bu olay, ifade özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu ve bu hakkı korumak için mücadele etmenin gerekliliğini bir kez daha hatırlattı. Süheyla Doğan'a yapılan bu müdahale, sadece ona değil, tüm çevre ve insan hakları savunucularına yapılmış bir saldırıdır ve bu saldırıya karşı durmak hepimizin sorumluluğundadır.
Olayın ardından birçok kurum ve kuruluş Süheyla Doğan'a destek mesajları yayınladı ve hukuki süreçte yanında olacaklarını bildirdi. Bu destek, baskılara karşı direnenlerin yalnız olmadığını ve dayanışmanın gücünü göstermektedir. Umuyoruz ki, bu olaydan sonra yetkililer gerekli adımları atacak ve benzer olayların yaşanmaması için önlemler alacaktır.
- İfade özgürlüğü Anayasal bir haktır.
- Barışçıl protesto suç sayılamaz.
- Baskılar bizi yıldıramaz.