Filistin Konferansı Hayal Kırıklığı mı? Fransa ve İngiltere'den Geri Adım!
Dünya

Filistin Konferansı Hayal Kırıklığı mı? Fransa ve İngiltere'den Geri Adım!


09 June 20255 dk okuma9 görüntülenmeSon güncelleme: 09 June 2025

Büyük umutlarla beklenen Filistin konferansında hayal kırıklığı yaşanıyor. 17-20 Haziran tarihlerinde ABD'nin New York kentinde düzenlenecek olan konferansta, Fransa ve İngiltere'nin bağımsız Filistin devletini tanıma konusunda geri adım attığı yönündeki haberler gündeme bomba gibi düştü. Bu durum, Filistin davasına destek verenler arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratırken, konferanstan ne gibi sonuçlar çıkacağı merak konusu oldu.

Konferansın Amacı Ne Olacak?

İngiliz The Guardian gazetesi ve Suudi Arabistan merkezli Asharq’ın haberlerine göre, Paris-Riyad eş başkanlığında düzenlenecek konferansın amacı, Filistin'i tanımak için gerekli şartların konuşulacağı ve bir yol haritasının belirleneceği bir platform oluşturmak olacak. Yani, bağımsız Filistin devletinin tanınması konusunda somut bir adım atılması beklenirken, konferansın daha çok bir hazırlık niteliği taşıyacağı anlaşılıyor. Bu durum, konferanstan beklentisi yüksek olan kesimler için büyük bir sürpriz oldu.

Peki, Fransa ve İngiltere neden geri adım attı? Bu sorunun cevabı henüz net olmamakla birlikte, uluslararası siyasi dengeler ve bölgedeki karmaşık ilişkilerin bu kararda etkili olduğu düşünülüyor. Özellikle İsrail'in tepkisi ve ABD'nin tutumu, bu iki ülkenin kararında belirleyici rol oynamış olabilir.

Konferansta ele alınacak konular arasında, Filistin'in ekonomik durumu, güvenlik sorunları, sınırların belirlenmesi ve mülteci sorunu gibi önemli başlıklar yer alıyor. Bu konuların çözümü için uluslararası toplumun desteği ve işbirliği büyük önem taşıyor. Ancak, Fransa ve İngiltere'nin geri adımı, bu konularda ilerleme kaydedilmesini zorlaştırabilir.

Filistin Sorunu ve Uluslararası Toplumun Rolü

Filistin sorunu, Ortadoğu'nun en karmaşık ve çözülemeyen sorunlarından biri olarak tarihe geçmiş durumda. 1948'de İsrail'in kurulmasıyla başlayan süreç, Filistin halkının topraklarından sürülmesine ve büyük bir mülteci sorununa yol açtı. O günden bu yana, Filistinliler bağımsız bir devlet kurmak için mücadele ediyor. Bu mücadelede, uluslararası toplumun desteği büyük önem taşıyor. Ancak, uluslararası toplumun Filistin sorununa yaklaşımı, genellikle çifte standartlı ve çıkarcı bir şekilde oluyor. Özellikle Batılı ülkeler, İsrail'in çıkarlarını korumak adına Filistin halkının haklarını göz ardı ediyor.

Filistin sorununun çözümü için, öncelikle İsrail'in işgali sonlandırması ve Filistin halkının kendi topraklarında bağımsız bir devlet kurma hakkına saygı duyması gerekiyor. Ayrıca, uluslararası toplumun da bu konuda daha adil ve tutarlı bir politika izlemesi gerekiyor. Aksi takdirde, Filistin sorunu çözümsüz kalmaya devam edecek ve bölgede istikrar sağlanması mümkün olmayacak.

Filistin meselesi sadece Filistinlileri değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir insanlık meselesidir. Bu nedenle, herkesin bu konuda duyarlı olması ve Filistin halkının haklı davasına destek vermesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, adalet ve barış olmadan hiçbir toplumun geleceği güvence altında olamaz.

Konferansın Sonuçları Ne Olacak?

Fransa ve İngiltere'nin geri adımıyla birlikte, Filistin konferansından somut bir sonuç çıkması zor görünüyor. Ancak, konferansın Filistin sorununun uluslararası gündemde tutulması ve çözüm arayışlarının devam etmesi açısından önemli bir fırsat olduğu unutulmamalı. Konferansta, Filistin'in ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm bulunması, güvenlik alanında işbirliğinin artırılması ve Filistin halkının geleceği için umut yaratılması hedefleniyor. Konferansın sonunda yayınlanacak olan bildiride, bu hedeflere ulaşılması için atılacak adımlar belirlenecek.