Türkiye Hazır Beton Birliği’nin (THBB) açıkladığı Hazır Beton Endeksi, inşaat faaliyetinin 2022 Ocak’ta son 20 ayın en düşük değerini aldığını ortaya koydu.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Hazır Beton Endeksi 2022 Ocak Ayı Raporu’nu açıkladı.
Buna göre, geçen yılın aynı ayına göre ocak ayında bütün endekslerde ciddi bir gerileme görüldü.
Ocakta aylık bazda inşaat faaliyetinde sınırlı bir gerileme yaşansa da faaliyet son 20 ayın en düşük değerini aldığı belirtildi.
MALİYETLERDEKİ ARTIŞ ETKİLEDİ
İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu endeks, sektörün büyüme hızını ortaya koyan göstergelerden biri olarak gösteriliyor.
Rapora göre, Beklenti Endeksi en fazla daralan endeks oldu. Güven Endeksi ise en fazla daralan ikinci endeks olarak öne çıktı.
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, artan inşaat maliyetlerinin yeni üretilen konut talebini ister istemez baskıladığına dikkat çekti.
“Tüketicilerin konut kredisi kullanmakta istekli olmadıkları bu dönemde ikinci el konuta ilgi gösteriyor” diyen Işık, “2021’in son iki ayında banka kredisi ile alınan ikinci el konut sayısı artmasına rağmen yılın tamamında yeni konutlara talebin düşük kalmasının arkasında yatan nedenlerin başında inşaat maliyetlerindeki yükseliş gelmektedir” diye konuştu.
BÜYÜME İÇİN ‘ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK’ VURGUSU
Işık, “Aynı zamanda kamu bankaları üzerinden kullandırılan düşük faizli konut kredisi ilgi görmesine rağmen özel bankaların konut kredisinde faiz indiriminde istekli olmamaları, ekonomideki likidite sıkıntısı ve maliyet artışları, yeni yapılan konutların satışında daralma meydana getirmiştir” ifadelerine yer verdi.
Tüketicinin konut talebi için satın alma gücünü muhafaza etmesinin, ekonomik stabilizasyonun ve öngörülebilirliğin kritik etmenler olduğunu vurgulayan Işık, şöyle devam etti:
“Yalnızca kamu bankaları ile değil aynı zamanda özel bankaların da bu sürece destek vermesi sonrasında inşaat sektörü yeniden hareketlenebilecektir. İnşaat sektöründeki dengeli büyüme, öngörülebilirlik ve stabilizasyon ile mümkün olacaktır.”