İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, özel sektörün krediye erişiminde hükümete görev düştüğü kadar bankalara da sorumluluk düştüğünü söyleyerek “Yatırımcı dostu bankalar istiyoruz” diye konuştu.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Her zaman söylüyorum, ‘ekonomi dostu iş kanunu talep ediyoruz’ diye. Bugün de ekonomi, yatırımcı dostu bankalar istiyoruz” dedi.
İTO’nun dünkü şubat ayı meclis toplantısında konuşan Avdagiç, özel sektörün krediye erişiminde hükümete görev düştüğü kadar bankalara da sorumluluk düştüğünü söyledi.
Avdagiç, finansmana erişimi genişletecek her girişimin, Türkiye ekonomisine üretim, yatırım, istihdam ve ihracat olarak geri döneceğini kaydetti.
ALMANYA’YI ÖRNEK VERDİ
Avdagiç, finansman konusunda Almanya’nın sanayileşme sürecini örnek verdi.
“Unutmayalım, sanayileşme sürecine en son giren Almanlar, bugün hâlâ zirvede kalmayı başaran Alman kalitesini, Alman teknolojisini üretmişlerse, bunu sadece ne hükümetlerine ne de girişimcilerine borçluydu” diyen Avdagiç,
“Kendilerini işletmelerin ortağı olarak görev ve bu ödev ahlakıyla hareket eden bankalar sayesinde başardılar. Yeri gelmişken, bankalar başta olmak üzere bunu bir kez daha hatırlayalım” dedi.
KÜRESEL GİRDİLER KAYNAKLI İYİMSER BEKLENTİ
Avdagiç ayrıca, “Genel beklentimiz, küresel piyasalarda girdi fiyatlarında bu yıl yaşanacak geri çekilmenin, önümüzdeki dönemde enflasyonun seyri üzerinde olumlu bir etki oluşturacağı yönündedir” dedi.
Dış ticaret dengesinde yaşanacak iyileşmenin de TL üzerindeki baskıyı hafifleteceğini belirten Avdagiç, “Tüm bunların etkisiyle, önümüzdeki dönemde fiyatlama davranışlarının makul düzeye ineceğine ve orta vadede piyasanın istikrar kazanacağına inanıyoruz” diye konuştu.
‘DIŞA BAĞIMLILIĞI ORTADAN KALDIRMALIYIZ’
Avdagiç, enerji kısıntılarına karşı, mevcut yenilenebilir kaynak potansiyelimiz dikkate alındığında, hem enerji ihtiyacının tamamına yakınını yenilenebilir kaynaklardan sağlama, hem de dışa bağımlılığı ortadan kaldırma konusunda hızlanmamızın gerektiğini kaydetti.
“10 yıl öncesine göre neredeyse ikiye katlanan kurulu güçte artışın tamamının yenilenebilir kaynaklardan sağlanmış olması sevindirici bir gelişmedir” diyen Avdagiç, şöyle devam etti:
“Elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payı yüzde 25’lerden yüzde 50’ye ulaştı. Aradan geçen 10 yılı aşkın sürede, lisanslı kurulu kapasite olarak doğalgazın payı yüzde 50’lerden yüzde 28’e kadar indi. Rüzgârda kurulu gücün payı yüzde 2’den 11’i aşan seviyeye, hidrolikte de yüzde 23’lerden yüzde 34’ün üzerine çıktı. Özellikle güneş enerjisinde, daha fazla kapasite oluşturabilecek potansiyelimiz var.”