6 parti liderinin gerçekleştireceği toplantıya değinen Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, “Tabiri caizse; 28 Şubat’ın defterini yine bir 28 Şubat günü hep birlikte düreceğiz!” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Haftalık Basın Toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.
28 Şubat’ın yıl dönümü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, “Sanılanın aksine sadece sosyal ve toplumsal gerekçelerle değil; bilakis esas olarak ekonomide ve dış politikada atılan tarihi adımların önünü kesen bu müdahalenin bedellerini çeyrek asırdır ödüyoruz” dedi.
“28 ŞUBAT’IN DEFTERİNİ YİNE BİR 28 ŞUBAT GÜNÜ HEP BİRLİKTE DÜRECEĞİZ”
6 parti liderinin 28 Şubat’ta gerçekleştireceği toplantıya da değinen Karamollaoğlu, şunları söyledi;
“İşte bu bedeller artık daha fazla ödenmesin diye, “üzerinden bin yıl geçse de…” şeklinde kurulan cümlelerin haksızlığını ispat etmek adına 28 Şubat günü tarihi bir toplantıyı gerçekleştireceğiz.
Siyasi partilerimizin genel başkanları ile birlikte, 28 Şubat Pazartesi günü Ankara’da, bir daha 28 Şubat’lar yaşanmasın, demokrasiye karşı kimse vesayet kurma hevesinde bulunmasın diye hazırlamış olduğumuz “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” toplantımızı icra edeceğiz.
“BU ZIRVALARI BIRAKSINLAR”
Tabiri caizse; 28 Şubat’ın defterini yine bir 28 Şubat günü hep birlikte düreceğiz!
Türkiye’nin geleceğini şekillendireceğine inandığımız bu toplantıyı 28 Şubat’ta yapmış olmamızdan dolayı iktidar medyası ve çevreleri tarafında yürütülen tartışmaları hayretle takip ediyoruz.
Nasıl ki, Ak Parti darbe anayasasına karşı milletin oyuna sunduğu 2010 Referandumunu 12 Eylül’de gerçekleştirmekle 12 Eylül Darbesinden yana olmuyor ve darbe zihniyetinden taraf olmuyorsa; biz de bu toplantıyı 28 Şubat’ta gerçekleştirerek vesayet özlemi içinde bulunmuş olmuyoruz. Bıraksınlar artık bu zırvaları; daha fazla komik duruma düşmesinler!”
6 PARTİNİN TOPLANMA SEBEBİNİ TEK TEK ANLATTI
6 partinin kurduğu masanın iktidar tarafından hedef alınmasına sert çıkan Karamollaoğlu, “O masa üzerinden kurgular yapmayı, senaryolar üretmeyi bırakın artık bir kenara, bakın bir kez daha ve bu kez başka bir açıdan anlatıyorum” diyerek şöyle devam etti;
*O masa niçin ve kimler için kurulmuştur anlayın artık, o masa;
*Kütüphanelerde, “ders çalışma masası”nda yıllarca dirsek çürüten fakat bir iş sahibi olamayan milyonlarca gencimiz için kurulmuştur…
*Sınıflarda öğrencilerine “öğretmen masası”ndan ders anlatması gerekirken; kuryelik yapmak zorunda kalan ataması yapılmayan on binlerce gencimiz için kurulmuştur…
*Öğle saatleri olmasına rağmen hâlâ tek kuruş siftah yapamayıp, “dükkanındaki küçük masası”nın başında kara kara düşünen esnafımız için kurulmuştur…
*”Akşam yemeği için oturacakları masa”yı nasıl hazırlayacaklarını, evlatlarına bu masada ne yedireceğini hemen her gün düşünmek zorunda kalan milyonlarca aile için kurulmuştur…
*Masanın geometrisiyle, ayaklarıyla, menüsüyle uğraşmak yerine; ülkemizin problemlerini çözmeye odaklansanız, hayat pahalılığı, enflasyon ve işsizliği nasıl çözerize dair vakit harcasanız keşke…
*Ya da bir matematik kursuna yazılsanız; inanın çok daha faydalı olur, hem sizin adınıza hem de ülkemiz adına..
“MATEMATİK KRİZİ YAŞANIYOR”
*Enflasyon hesabı yapan iktidar yetkilileri ve rakamları ters çeviren ortakları bir şeyi daha gün yüzüne çıkarmıştır.
*Ülkemizde son yıllarda; tek bir kriz yaşanmadığını, ekonomik krizin yanında aynı zamanda adalet, ahlak, yönetim ve eğitim krizleri gibi birçok krizin yaşandığını ifade ediyorduk.
*Avrupa’daki %5’lik enflasyonu, 5 kat fiyat artışı olarak anlatanlardan sonra anlaşıldı ki; aslında bir de “matematik krizi” yaşanıyormuş!
*Bence acilen matematik bilgilerini bir gözden geçirsinler; fakat ille de biz bu bilgilerle hesap yapmaya devam edeceğiz diye ısrar ediyorlarsa, o zaman mesela;
*Açlık sınırın altındaki 4253 liralık asgari ücretle bir aile nasıl geçinir; toplasınlar, çıkarsınlar, karekökünü alsınlar, rakamlara takla attırsınlar; ne yaparlarsa yapsınlar ama bunu milletimize anlatsınlar!
“KÖTÜ GİDİŞATA BİR SON VERECEĞİZ”
*Bizler, Türkiye’nin “rövanş cumhuriyeti” olmamasını istiyoruz.
*Bizler, Türkiye’nin geçmişiyle kapatamadığı hesaplaşmaları yüzünden bir türlü geleceğe dönemeyişine son vermek istiyoruz.
*Devlet kurumlarının itibarının kaybolduğu, mülki ve idari amirlerin parti il başkanı gibi hareket ettiği,
*Medyanın, iktidarın otoriter yönelimleri uğruna kamu tarafından finanse edildiği, insanlarımızın fikirlerini özgürce ifade etmeye korktuğu,
*Her türlü hayati kararın tek bir kişinin iki dudağı arasında olduğu, “bürokrasiyi hızlandıracağız” derken istişare mekanizmasının tamamen ortadan kaldırıldığı,
*Bakanların dahi iş yapamaz hale geldiği, millet iradesinin tecelli ettiği Meclis’in fonksiyonlarının bütünüyle ortadan kalktığı,
*“Askeri vesayetle mücadele edeceğiz” diye çıkılan yolun parti oligarşisine çıktığı,
*Böylece; istişarenin, liyakatin, ortak aklın, adalete güvenin ve refahın kalmadığı,
*Torpilin, sadakatin, tek tip düşünce yapısının, hukuksuzluğun ve huzursuzluğun hakim olduğu,
*Ve tüm bunların her geçen gün katlanarak, milletimize ağır bir ekonomik fatura olarak çıktığı,
*Alım gücünün gün be gün eridiği,
*Enflasyon, işsizlik ve borçluluk oranlarının ortalığı kasıp kavurduğu,
*Bu kötü gidişe dur demek istiyoruz ve bunu birlikte başaracağız!
*Başka bir Türkiye’nin ve “İnsanca Yaşam”ın mümkün olduğunu en kısa zamanda gösterecek; ülkemize nefes aldıracak, insanımızın yüzünün gülmesine vesile olacak adımları bir bir atacağız.
“GAFLETE DÜŞTÜNÜZ”
İktidarın İsrail ile ilişkilerine de değinen Karamollaoğlu, “Her ne kadar bir taraftan muhalefet partilerinin bir araya geldiği masayı dillerine dolarken, diğer taraftan kendileri terör devleti İsrail’in Cumhurbaşkanı ile Ankara’da masaya oturacak olanlar;
Bunu anlamasa veya anlamazlıktan gelse de; ABD’nin her zaman ilk önceliği İsrail’dir. Bugünün Ortadoğu’su İsrail’in en güvende olduğu bir dönemi yaşamaktadır.
Gaflete düştünüz; Millet Meclisi kabul etmemesine rağmen Amerika Irak’ı işgal ederken ona destek verdiniz, Suriye’yi harabeye çevirdiniz! Şimdi de kalkmış bu zulme destek olmak için israil Cumhurbaşkanını davet ediyorsunuz, neden? Çünkü ekonomi…
Bu gelişmeleri iyi anlamak mecburiyetindeyiz; bu süreçte en ufak hata yapma lüksümüz yoktur.
Sorunun çözülmesi ve en az zayiatla sonuçlanması için Türkiye’nin kritik bir rol üstlenmesi ve daha ciddi adımlar atması gerekmektedir.
Ortaya çıkacak bir çatışmanın en çok zarar vereceği bölgelerin başında bulunan ülkemizin daha dikkatli hamleler yaparak süreci yönetmesi gerekmektedir” diye konuştu.
“COĞRAFYAMIZIN BARIŞ VE HUZURA İHTİYACI VAR”
Ukrayna-Rusya gerilimiyle ilgili konuşan Karamollaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı;
“Putin’in SSCB emellerini de, ABD’nin emperyalist hedeflerini ve İsrail’in siyonist planlarını da bir bütün olarak iyi okumalıyız.
Türkiye, herhangi bir ülke değildir; dolayısıyla herhangi bir ülke gibi hareket edemez veya bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmelere seyirci kalamaz, sadece figüranlık yapamaz!
Ve son olarak unutulmamalıdır ki; coğrafyamızın ve dünyanın her zamankinden daha fazla barış ve huzura ihtiyacı var. Daha fazla masumun kan ve gözyaşının döküleceği muhtemel tüm senaryoları bertaraf etmek ise her zaman ilk önceliğimiz olmalıdır.
Saadet Partisi olarak tüm taraflara itidal çağrımızı yineliyor, hükümeti ise bu konuda en ufak bir adım atarken dahi hassasiyet ve ciddiyetle hareket etmesi konusunda bir kez daha uyarıyoruz.
Aslında uyarılarımızı ve söylediklerimizi en iyi bilenlerden bir tanesi Sayın Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanının bu meseleleri bir daha gözden geçirmesine ihtiyaç var!”