Gazeteci Sedef Kabaş’ın tutuklanmasıyla ilgili açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), “Kamuoyunu korumanın yolu ifade özgürlüğünden geçer. Ülkede gazeteciler düzenli olarak tehdit ediliyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyorsa toplumun geleceği de, demokrasisi de tehlike altındadır” ifadelerine yer verdi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu gazeteci Sedef Kabaş’ın tutuklanmasıyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşler yer aldı:
* Türkiye’nin gündemi yine bir erken seçim olacağı iddialarıyla gerginleşmektedir. Bu gerginlik ortamında her seçim dönemindeki tanıdık olayların tekrarlandığına tanıklık etmekteyiz.
* Gazetecilerin hedef gösterilmesi, gözaltına alınması bunların başında gelmektedir. Son olarak gazeteci Sedef Kabaş Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla gece yarısı evinde gözaltına alınmıştır.
* Evrensel gazetecilik ilkelerine göre ifade özgürlüğü sadece olumlu karşılanan, zararsız haber ya da düşünceleri değil, aynı zamanda ‘devleti şoke eden, inciten, rahatsızlık veren’ düşünceleri de kapsamaktadır.
* İfade özgürlüğü demokratik toplumun en temel özgürlüklerinden biridir. Kamuoyunu korumanın yolu ifade özgürlüğünden geçer. Ülkede gazeteciler düzenli olarak tehdit ediliyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyorsa toplumun geleceği de, demokrasisi de tehlike altındadır.
“GECE YARISI GÖZALTINA ALMA İŞLEMLERİNE SON VERDİK” SÖZÜ HATIRLATILDI
* Hükümetlerin kullandıkları kamu gücünden dolayı kendilerine yöneltilmiş en ağır eleştirileri bile hoşgörü ile karşılamak zorunda olduğu yerleşmiş mahkeme içtihadıdır. Gazetecileri gece yarısı gözaltına almak demokrasiyi getirmeyecektir.
* Gazetecilik suç değildir, her şeyin çözümüdür. Bu vesileyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Eylül 2021’de adli yıl açılışındaki konuşmasında yeni yargı reformu paketiyle ‘Sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma işlemlerine son verdiklerini’ söylediğini de hatırlatmak istiyoruz.
* Meslektaşlarımızın konuşma, haber yapma ve yazma özgürlüğünü sonuna kadar savunacağız. Sedef Kabaş’ın serbest bırakılmasını bekliyoruz. İktidarı basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü alanında Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına saygı duymaya çağırıyoruz.