Antalya'da yaşanan ve büyük yankı uyandıran işkence iddiası, Adli Tıp raporuyla yeni bir boyut kazandı. Vedat Kurt'un (22), çalıştığı iş yerinde 3 gün boyunca işkenceye maruz kaldığı ve depoya kilitlendiği iddiasıyla açılan davada, Adli Tıp Kurumu'nun raporu mahkemeye sunuldu. Raporda, Kurt'un vücudundaki izlerin işkenceden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilemediği belirtildi. Bu durum, davanın seyrini değiştirecek gibi görünüyor.
İşkence İddiaları ve Adli Tıp Raporu
Vedat Kurt, 2020 yılında Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden Antalya'ya çalışmak için geldi. Bir sanayi sitesinde yaklaşık 10 ay çalışan Kurt, maaşını eksik almaya başladığını iddia etti. Biriken 70 bin lira alacağına karşılık iş yerindeki masadan 15 bin lira alarak İstanbul'a gitti. Bu olaydan sonra iş yeri sahipleri Vedat Kurt'a ulaşarak ailesini aradı. Ailesi, aldığı parayı geri götürmesini istedi.
Kurt'un avukatı, müvekkilinin 3 gün boyunca işkenceye maruz kaldığını, dişlerinin kırıldığını ve hamam böceği yedirildiğini iddia etti. Ancak Adli Tıp raporu, bu iddiaları desteklemedi. Raporda, Kurt'un vücudundaki izlerin işkenceden kaynaklanıp kaynaklanmadığının saptanamadığı kaydedildi. Bu durum, Kurt'un iddialarının doğruluğu konusunda soru işaretleri yarattı.
Vedat Kurt ise her şeyin ispatlı olduğunu belirterek, "Madem işkence görmedim, işkence ile ilgili fotoğrafların, video kayıtlarının sanıkların telefonlarında ne işi var?" şeklinde konuştu. Kurt, delillerin olmasına rağmen raporun aleyhine çıkmasına anlam veremediğini ifade etti.
Davanın Muhtemel Sonuçları ve Toplumsal Etkileri
Adli Tıp raporunun ardından davanın nasıl sonuçlanacağı merak konusu. İşte davanın olası sonuçları:
- Sanıkların beraat etme ihtimali
- Delillerin yeniden incelenmesi talebi
- Davanın seyrinin değişmesi
Bu davanın sonucu, benzer vakalar için emsal teşkil edebilir ve toplumda adalet algısı üzerinde önemli etkiler yaratabilir. İşkence iddialarının ciddiyetle soruşturulması ve suçluların cezalandırılması, toplumun huzuru ve güvenliği için büyük önem taşıyor.
Vedat Kurt'un yaşadığı bu olay, işçi hakları ve çalışma koşulları konusunu bir kez daha gündeme getirdi. Çalışanların haklarının korunması ve kötü muameleye maruz kalmaması için gerekli önlemlerin alınması, toplumun her kesiminin sorumluluğundadır.