11 Mayıs 2025 Pazar

Kurtulmuş'tan Bomba! Can Atalay Kararı Yok Hükmünde mi?

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 23 Nisan resepsiyonunda Can Atalay kararıyla ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca'nın Anayasa Mahkemesi kararını okutmasına ilişkin soruya Kurtulmuş, bu kararın "yok hükmünde" olduğunu savundu. Bu açıklama, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı ve konuya dair tartışmaları alevlendirdi.

Kurtulmuş'tan Sert Eleştiriler

Kurtulmuş, Meclis Başkanvekili'nin yetki kullanımına dair eleştirilerde bulunarak, "TBMM Başkanvekili, TBMM Başkanı adına Meclis'i yönetirler ve nasıl yönetecekleri de Meclis İç Tüzüğü'nde detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Meclis Başkanı da başkanvekilleri de kendi kafalarına göre Meclis'i yönetemezler. Bunun kurulları var." ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, kararın okutulduğu günün özel bir gündemle toplandığını ve çalışmama kararı alındığını hatırlatarak, bu şartlar altında okunan kararın geçerliliği olmadığını vurguladı.

Kararın Okunma Şekli Tartışma Yarattı

Kurtulmuş, kararın okunma şekline ilişkin şunları söyledi: "Özellikle Meclis Başkanı adına gönderilecek yazılar, Meclis İç Tüzüğü ilgili madde gereği Meclis'e gönderilir. Eğer böyle bir madde gönderilmemişse, hele hele o gün özel bir gündemle toplanmış olan, Sırrı Süreyya Önder'i düşünerek toplanmama, çalışmama kararı almış olan bir Meclis'te zaten oturum bitmişti. Dolayısıyla böyle bir hükmün okutulması yok hükmündedir."

Bundan Sonra Ne Olacak?

Kurtulmuş, bu tartışmalı kararın ardından atılacak adımlara işaret ederek, "Önümüze bakacağız ve gerekli adımları atacağız." dedi. Bu açıklama, Meclis'in konuyla ilgili nasıl bir yol izleyeceği konusunda merak uyandırdı. Can Atalay kararıyla ilgili yaşanan bu gelişmeler, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılışının 105. yıl dönümü kutlanırken, bu tür olaylar demokrasinin işleyişi ve kurumların rolü hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Meclis'in bu konudaki tutumu ve alacağı kararlar, ülkenin siyasi geleceği açısından belirleyici olacaktır.

Bu olay, Türkiye'deki hukuk ve siyaset arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Bundan sonraki süreçte, tüm gözler TBMM'nin atacağı adımlarda olacak. Unutulmamalıdır ki, hukukun üstünlüğü ilkesi, demokrasinin temel taşıdır ve bu ilkenin korunması, ülkenin istikrarı ve refahı için hayati öneme sahiptir.

İlgili Haberler